avusturya’yla izmir’de oynuyoruz… izmir atatürk stadında… hani ‘olimpiyat stadı’, ‘halkapınar tesisleri’ diye bildiğimiz yer. avusturya’yı yenersek, dünya kupası’na gideceğiz. çok daha önceleri, 2002’den çok daha önceleri dünya kupası’na gitme şansımız var.
karşımızdaki avusturya da bu avusturya değil. kalede koncilia… tombul kaleci türünün örneklerinden biri… prohaska, krankl orta sahada hücumda çok güçlüler… bizim milli sedat güçlü, erol togay’lı metin tekin’li böyle bir ortalama kadro. iyi hazırlanmışız, kamp yapmışız… stres basmış takımı…
ve bir gün önce kampta olduğumuz zaman, erol togay; benim takım arkadaşım, kadim dostum… allah şifa versin! erol togay; takımın stoperi ve dedi ki: ümit rüyamda gördüm. kalkıyorum kafayı vuruyorum alt köşeden içeri giriyor ve yeniyoruz avusturya’yı… ben de ‘allah allah’ dedim, ‘bu çocuğun rüyası, kalbi temizdir… tutar mı tutar!’
ve o gün tahtadan köşeli olarak yapılmış olan atatürk stadı’ndaki kale direklerini bir el değiştirdi. o gece izmir bölge müdürlüğü’nün emriyle tahta 4 köşe olan kale direkleri söküldü, yerine avrupa standartlarına uygun bulunan metal ve yuvarlak direkler takıldı.
ve 0-0 berabere giden maçın sonlarında son 10 dakikasına girdiğimizde bir orta erol kafaya kalkıyor, penaltı noktasının biraz ilerisinde vuruyor kafayı alt köşeye… ‘rüya gerçek mi oluyor’ diyorum, top direğe vuruyor ve koncilia’nın kucağına geliyor. dünya kupası’na gidemiyoruz…