denizli'de belarus ile karşılaşan ay-yıldızlı takım etkili olduğu ilk yarıda hakan şükür'ün golüyle öne geçti. ikinci devre sahada mumla aranan milliler, rüştü'nün hatasıyla rakibine teslim oldu.
önce mükemmel bir aile babası. örnek gösterilecek bir profesyonel, yenilgiyi asla kabullenmeyen hırslı bir futbolcu. o türk milli takımı'nın ve g.saray'ın büyük kaptanı. savaşçı, korkusuz ve gözüpek. o bir rekortmen ve kupa koleksiyoncusu. türk futbolunun gurur abidesi, bülent korkmaz'dan sözediyorum. yaşı 36. yolun yarısını geçmiş ama beyni ve ayakları, hırsı 18'lik delikanlı gibi. bülent korkmaz'a onur gecesinde, türkiye'nin en çok şampiyonluk yaşayan, en çok kupa kaldıran futbolcusu unvanıyla levent bıçakçı ve şenes erzik tarafından ödüller verildi. denizliler milli takım'ı kucaklamak için tribüne koşmuştu. denizlili kendi takımlarına ligde vermediği desteği, milli takım'dan esirgememişti. ersun yanal'ın 4-2-3-1 düzeninde sahaya sürdüğü kadro f.bahçe ağırlıklıydı. oyuncu seçimleri ve yerleşim planı daum'u tekzip eder gibiydi. fener'in joker kaptanı ümit savunmanın sağındaydı, flaş transfer olan ama oynatılmayan önder turacı, servet ile savunmanın göbeğini kontrol edecekti. serkan da esas yeri olan orta sahadaydı. ilk 10 dakikada ayağa isabetli oynayan taraf belarus'tu. rüştü'nün cordobavari degajları hücuma derinlik kazandırıyor, topla buluşan hakan ve nihat'a geriden destek geç kalıyordu. ersun yanal, türkiye kendi düzenini ve karakterini bozmadan rakibine meydan okuyan ve rakibe korku salan futboluyla sahada olacak" diyordu. ama milli takım o korkuyu belarus'a yaşatamıyordu. milliler, 14'te şık bir gol attı. serhat'ın ara topuna ümit özat fırladı, sıfırdan arka direğe kesti. tuncay önce kafasıyla yumuşattı sonra röveşata ile kaleye vurdu. top çapraza giderken araya giren hakan şükür gole imzasını attı.
en büyük eksiklik uyum bu milli takım'ın en büyük eksikliği uyum. takım oyununu sahaya yansıtamıyorlar. daha çok bireysel beceri ile ön plana çıkıyorlar. yardımlaşma ve pas organizasyonu kopuk kopuk. oysa belarus çok güçlü değil ama sistemi olan bir ülke. koşuyorlar, mücadele ediyorlar, oyun disiplininden kopmuyorlar. milli takım'ın diğer bir eksiği kaleye şut atmaması. çok fazla yana ve geriye oynuyorlar. şunu da söyleyelim, yanal aday kadroyu yeniden gözden geçirmeli. kürşat, mustafa izzet milli takım oyuncuları değil. yanal, takıma bir oyun karakteri kazandırmalı. tuncay, serhat, nihat, gökdeniz gibi çabuk oyuncuları takıma koyuyor ama onlara boş alan yaratılmıyor. hakan'a göre milli takım oynamaya çalıştığı için çabuk oyuncular çakılı kalıyor. orta alanda takım rakibe pres yapamadığı için çok kolay kontra yiyiyor. yanal, "hepimizin hoşlandığı bir futbol oynayacağız" demişti. ama milli takım herkesin sıkıldığı, kişiliksiz, sistemsiz bir oyunla karşımıza çıktı.