bir topu direkten dönen avustralya karşısında cuma günkü kadar etkili olamayan milliler, nihat'ın süper frikik golüyle galibiyete ulaştı.
melbourne'de telstra dome stadı'nı görünce, son yıllardaki başarılarıyla övünen türk futbolunun altyapısı ve özellikle tesisleri için "ne yaman bir çelişki" diye düşünüyor insan. üstü kapalı statta, iki dev skorbord ve 10 bine yakın vıp koltuğuna yerleştirilen mini tv'ler ile seyirciler dünya üçüncüsü türkiye'yi keyifle izleme imkanına sahipti. türkiye, avusturalya ile ikinci sınavda ilkine göre daha dağınık ve kötü bir futbol ortaya koydu. kadrosunda değişiklikler yapan ve cuma günkü yenilgiyi unutturmanın hırsıyla oyuna başlayan evsahibi takım üst üste ataklar geliştirdi. 11. dakikada ceza sahasına girerken bülent'in son andaki müdahalesinden kurtulamayan bresciano, bir dakika sonra soldan ceza sahasına girdi; rüştü gole izin vermedi. karşı atakta ise okan'ın uzun pasıyla buluşan hakan uygun durumda topu ıskaladı. orta sahada emre'nin yerini dolduramayan milliler soğuk terler dökerken bülent ve rüştü sahne alarak rakibe geçit vermediler. 27. dakikada nihat'ın pasında tuncay'ın ortasına yükselen hakan'ın kafasını kaleci kalac rahat aldı. 38'de bresciano'nun üst direkte patlayan frikiği sonrası 45'te türkiye'nin kazandığı serbest vuruşta nihat "gol nasıl atılır?" dersi vererek topu 90'a gönderdi: 1-0. ikinci yarının hemen başında serhat'ın yaydaki serkan'a akıl dolu pası ve bu futbolcunun direği sıyıran sert şutu sonrası insiyatif tamamen rakibe geçti. 51. dakikada vieri'nin vuruşunu volkan kornere çeldi. 59'da grella'nın uzun pasında soldan ceza sahasına giren bresciano kolay olanı değil, zoru yaptı ve topu dışarı attı. 68'de üst üste iki kornerde avustralya gole çok yaklaştı. ibrahim ve deniz'in hataları sonrası bresciano'nun şutunu kurtaran volkan yerde kaldı. laybutt'un kafa vuruşunu bülent çizgiden çıkardı. ikinci kornerde bomboş kalan laybutt uygun durumda kafayı dışarı vurdu. defansta fatih'in de aksamasıyla bütün yükü omuzlamak zorunda kalan bülent'in başarılı performansı ay-yıldız'ın 90 dakikayı gol yemeden bitirmesini sağlayınca "barış ve dostluk kupası" türkiye'nin oldu. futbolcular için belki çok önemli olmayan bu sembolik kupanın anlamı türkiye'nin başında daha üçüncü maçına çıkan ersun yanal ve tribünde deliler gibi sevinen gurbetçiler için çok büyüktü.