ankara 30 (telefonla) — memleketimizde müteaddid maçlar yapacak olan ingiliz takımı 19 mayıs stadyomunda ikinci maçını harbiye ile yaptı. gencler birliği maçından sonra, büyük bir ekseriyet, ingiliz takımının rivayeti kadar kuvvetli olmadığını hemen hemen ittifakla söylemeğe başlamıştı. kendi lik hareketlerinden uzun müddet ayrılmış olan misafir takım oyuncuları, ayni zamanda muhtelif takımların ayrı ayrı sistemde rnaç yapan futbolcularından müteşekkildir. takımın, büyük bir ekseriyetini iskoçlar teşkil ettiği için oyun sistemi bize yakındı. kısa paslı ayak oyunları bellibaşlı hususiyetleridir. ingilizler aksine olarak uzun paslı oynarlar. idmansız oldukları aşikâr olan misafir oyuncuların ufaktefek falsoları bertaraf edilirse, harbiye maçında daha güzel oynadılar, denebilir. topla olan ünsiyetleri o kadar fazlaydı ki kontrol ve stopları zevkle seyre değer bellibaşlı hünerleridir.
harbiye takımı oyuna, lüzumundan fazla sür'atle başladı. ilk devrede 1-0 galib vaziyette olan harbiye, ikinci devrede maçı 5-2 kaybetmiş oldu. 27 nci dakikada harbiye merkez muhacimi sabahaddinin yaptığı gol ayrı bir heyecan vermişti ve ikinci devre, bu heyecanın devamile başladı. canla başla yapılan müdafaada bir hayli yorgun düşen harbiyeliler, 12 nci dakikada penaltıdan beraberlik sayısını yediler. ingiliz takımının hücumlarında parlak bir oyuncu olarak göze çarpan merkez muhacim senton, ikinci devrenin 14 üncü dakikasında, fevkalâde bir sıyrılışla ikinci golü yaptı. biraz sonra da ingiliz sağ açığı üçüncü sayıyı attı.
harbiyenin bozulmıyan gayreti, ingiliz takımına hiç beklemedikleri bir sırada gene sabahaddinin ayağile ikinci golü hediye etti. 3-2, ümid verici bir neticeydi. oyun bu haleti ruhiye içinde devam ederken ingiliz sol içi dördüncü, merkez muhacim senton da beşinci gollerini attılar. maç, bu suretle 5-2 ingiliz takımının galibiyetile sona erdi.
maçtan sonra merkez muhacimle görüştüm; bana şunları söyledi:
«— arkadaşlarım bana ilk devrede beklediğim pasları vermediler. sadece açıklarla oynamayıp biraz da benimle alâkadar olsalardı, çok kişiye soğuk hava ile duş yaptırırdım.»