ersun yanal: yani, çok iyi oynuyorduk. az önce sorduğunuz bir soru var. o dönemde bizim en iyi yaptığımız şey; oyuncularımızın analizler sonucunda oynayacağımız maçtaki temellere, yapacaklarımıza çok bağlıydılar. bunu çok iyi özümsemişlerdi. ve tüm oyuncuların katılımı olağanüstü şekilde iyidi. hiç kimse sorgulamıyordu. bu inanç çok gelişmişti. burada çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum. oyuncu karakterleri üst seviyede. herkes bireysel performasnsına çok düşkün, herkes takımdaşlık konusunda mutabakata varmış, iyi bi başkan, hiç işe karışmayan, allah rahmet eğlensin sevgili ilhan cavcav, ben antrenman sahasında kendisini 2 yılda 3 kez gördüm. sevgili cem onuk, çok iyi bir menajer. o zaman hasan çetinkaya, cem onuk’la birlikte bütün organizasyonu yapıyor. biz çok iyi organizasyon yaptık. o dönemde cem onuk ve ekibi oyuncuların sıfır problemle kulüpte yaşamasının altyapısını hazırlamışlardı. her şey çok güzel bir şekilde gidiyordu, kimsenin sorunu yoktu. iş sadece sahada bitiyordu. herke sahada son derece konforlu bir alanda işini yapıyordu. konforlu alan ne demek? başkan karışmıyor, yönetici yok, menajer var, yardımcısı var, doktoru var. çok iyi bir diyetisyenimiz vardı. sevgili aylin. şu anda ankara’da yaşıyor. ve çok iyi bir psikologumuz vardı. ozanser uğurlu. bütün metaryeller kullanılıyor. herkes orada. ve hiç kimse hiç kimsenin işine karışmıyor. organizsyonlar belli. bir iki gün önce değil aylarca öncesinden organizasyonların hepsi tamamlanmıştı. ve herkes ne yapacağını çok iyi biliyordu. takımdaşlık konusunda oyuncuların fedakarlıkları söz konusu olduğunda inanılmaz birlikte olan bir takımdı. ve sonuç geldi.
spiker: o sonuçta en önemli gollerden birini atan, sporting deplasmanında o golü atan ali tandoğan.
ali tandoğan: antrenmandan sonra top alıp önce boş kaleye frikikler kullanarak, sonra keleciyi varken vurmaya başladım. arkadaşlar orada stretching yaparken hocamla birlikte beni izliyorlardı. ben de gol attıktan sonra yanlarına gidip yumruk şov yapıyordum. sporting lisbon maçında topun arkasına ki arkadaşımız geçti. ben de topa vurmak istediğimi söyledim. arkasından çok güzel bir vuruş yaptığımı düşünüyorum. tabi bunların hepsi çalışmanın eseriydi. sonrasında hocama doğru koşmaya başladım. o da biiyor ona neden koştuğumu kendisi detayı anlatır.
spiker: ali tandoğan neden koştu hocam.
ersun yanal: ben ona kızıyordum. sen korkaksın diyordum. o ben korkak değilim diyordu. ben de inanmıyorum eğer korkak olmasın, cesur davransan her vurduğun top gol olur diyordum. golü attı ve bana ‘ben korkak değilim’ diyerek koştu.