spiker: 13 mart 2004’te vatan gazetesinden yiğiter uluğ yazmış.
“şöyle bir düşünün; gençlerbirliği lizbon ya da parma’da blduğu adil hakem düdükleri ile herhangi bir istanbul deplasmanına çıkarken umabiliyor mu? üç istanbullu’dan ilkini 100. yılında hedeflediği şampiyoluğa ulaştığını gördük. diğerlerinin de aynı ‘hoş raslantıyı’ yaşamak için ağız şapırdatarak hazırlandığını biliyoyuz. böyle bir ortamda seyircis az, medyada desteği sıfır, mütvazi bir ankara kulübünün çıkıp uefa kupası’nda oynadığı yedi maçtan beşini kazanması, ikisinde berabere kalması, üstelik de bu sonuçları hazirandaki euro 2004’ün en iddialı ülkelerinin (ingiltere, portekiz, italya ve ispanya) temsilcilerine karşı alması nasıl anlatılabilir? galiba en iyisi, gençlerbirliği’ne ‘bataklıkta açan çiçek’ demek.”
bu yazı valencia ile oynadığınız ve kazandığınız ilk maç sonrasında yazılmış.
sizin futbolunuzun test edilip onayladığı bir paltform sanki o sezon uefa kupası maçları. siz de öyle hissettiniz mi?
ersun yanal: yani, çok iyi oynuyorduk. az önce sorduğunuz bir soru var. o dönemde bizim en iyi yaptığımız şey; oyuncularımızın analizler sonucunda oynayacağımız maçtaki temellere, yapacaklarımıza çok bağlıydılar. bunu çok iyi özümsemişlerdi. ve tüm oyuncuların katılımı olağanüstü şekilde iyidi. hiç kimse sorgulamıyordu. bu inanç çok gelişmişti. burada çok önemli bir noktaya değinmek istiyorum. oyuncu karakterleri üst seviyede. herkes bireysel performasnsına çok düşkün, herkes takımdaşlık konusunda mutabakata varmış, iyi bi başkan, hiç işe karışmayan, allah rahmet eğlensin sevgili ilhan cavcav, ben antrenman sahasında kendisini 2 yılda 3 kez gördüm. sevgili cem onuk, çok iyi bir menajer. o zaman hasan çetinkaya, cem onuk’la birlikte bütün organizasyonu yapıyor. biz çok iyi organizasyon yaptık. o dönemde cem onuk ve ekibi oyuncuların sıfır problemle kulüpte yaşamasının altyapısını hazırlamışlardı. her şey çok güzel bir şekilde gidiyordu, kimsenin sorunu yoktu. iş sadece sahada bitiyordu. herke sahada son derece konforlu bir alanda işini yapıyordu. konforlu alan ne demek? başkan karışmıyor, yönetici yok, menajer var, yardımcısı var, doktoru var. çok iyi bir diyetisyenimiz vardı. sevgili aylin. şu anda ankara’da yaşıyor. ve çok iyi bir psikologumuz vardı. ozanser uğurlu. bütün metaryeller kullanılıyor. herkes orada. ve hiç kimse hiç kimsenin işine karışmıyor. organizsyonlar belli. bir iki gün önce değil aylarca öncesinden organizasyonların hepsi tamamlanmıştı. ve herkes ne yapacağını çok iyi biliyordu. takımdaşlık konusunda oyuncuların fedakarlıkları söz konusu olduğunda inanılmaz birlikte olan bir takımdı. ve sonuç geldi.