lider f.bahçe'nin 6 puan gerisindeki beşiktaş, maça ahmed hassan'ın golüyle başladı. 11'de devran eşitledi. üç dakika sonra pancu yanıt verdi yarım saat dolmadan sahanın yıldızı tümer, farkı ikiye çıkarmıştı bile... rahatlayan beşiktaş, 89’da adrian ilie ile son sözü söyledi: yarış bitmedi.
samsunspor maçından sonra beşiktaş kimle oynarsa oynasın bir tedirginlik var herkesin üzerinde. ister inönü'de ister canım türkiyem'in herhangi bir stadında diken üzerinde izleniyor beşiktaş'ın maçları. bunun bittiği gün, beşiktaş'ın yeniden patlama yapacağı gün olarak tarihteki yerini alacak. gaziantepspor ise avrupa'nın büyüklerine ne kadar cimri davranıyorsa bizim büyüklere karşı o kadar cömert. f.bahçe'den evinde 5 gol yediği maç henüz hafızalarımızın bir parçasıyken inönü'ye gelmeleri siyah-beyazlıların gerginliğine yumoş etkisi yapıyordu. beşiktaş seyircisi, gerginliğe hazırlanırken 7.dakikada pancu'nun ara pasını takip eden ahmed hassan, "ilk 11'de oynayınca da gol atma yeteneğine sahibim" anlamına gelen bir vuruşla ağları buldu: 1-0.
goller peş peşe geldi ama seyirciye hafif arabesk bir tat vermenin sırası gelmişti. 11'de lazarov, soldan beşiktaş ceza alanına girerken emre ve zago'yu bulgar sınırına yolladı. vuruşu, kaleci cordoba'dan sekti. devran, boş kaleye atarken zorlanmadı: 1-1. seyirci, damardan "müslüm baba" almış gibi acılara boğulurken imdada pancu yetişti. ahmed hassan, soldan sıfırdan ortaladı. tümer'in topuk pası ve uzak direkte pancu: 2-1. 29.dakikada cordoba, o bilinen uzun degajlarından birini yaptı. londra'da desailly kayıp düşmüş, cudicini ıskalamıştı. bu kez mehmet polat, kafayla tümer'in önüne indirdi. o da bu hediyeyi reddetmedi: 3-1. 35'te bülent'in cordoba'nın üzerinden aşıramadığı top, belki de nurullah sağlam'ın öğrencilerinin umutlarını kaf dağı'nın arkasında bırakıyordu.
ah o etiler geceleri! maçın ikinci yarısı için söylenecek çok söz yok. 49'da ahmed hassan'ın ceza alanının sol taraftaki girişinden sert şutunun direği dövmesiyle heyecanlandığımız ama devamının gelmediğini görünce sıkıldığımız bir devre. firavun'un torunu oyundan çıktığında maçın yıldızını herkes ayakta alkışladı. bir de 89.dakikada adrian ılie'nin akıllı vuruşuyla gelen 4.gol adrenalin salgılattı bizlere. pancu'nun ve kendisini şişman gösteren beyaz formasıyla oyuna sonradan giren sergen'in pırıltılar içeren kimi hareketleri ve yusuf'un bize, "etiler gecelerine" lanet ettiren yeteneği son söz oldu karşılaşmaya.
her rakibe bir mesaj maçın anafikri şu galiba: beşiktaş nihayet şöyle eli yüzü düzgün bir galibiyet aldı. trabzonspor'a, "şampiyonlar ligi vizesini sana bırakır mıyım hiç?", f.bahçe'ye ise, "inönü'deki maça kadar rahatlamana izin vermiyorum" mesajları verildi. peki ya taraftara verilen mesaj? o da arzuman'dan geldi.