3. turda beşiktaş'ı eleyen ispanyol ekibi pozisyon bile bulamazken, gençler, daems'in penaltısıyla 25 mart'taki rövanş için çok önemli avantaj elde etti.
ersun yanal, sabah'taki röportajında dert yanıyordu, "f.bahçe'yi lider yapan güç seyirci. beşiktaş'ı iten güç yine seyirci. benim futbolcularım sahaya çıktığında gökyüzüne bakıyorlar." futbolun patronu seyircidir. bir takım, başarı merdivenlerini tırmandıkça, oyun olarak keyif ve güven verdikçe tribünler ağzına kadar dolar. taraflı tarafsız ankaralılar, "yiğidin hakkını yiğide verelim" düşüncesiyle 19 mayıs stadı'na koşmuş. rekabetin getirdiği öfke, "her şey g.birliği için" sloganı içinde dostluğa dönüşmüştü. ilk 15 dakikadaki baş döndürücü yüksek temponun pozisyon zengini gençler'di. valencia, gençler'in uyguladığı alan presine, kısa ve isabetli paslarla çıkıyordu. mustafa özkan'a 12.dakikada kontrolsüz giren ayala'nın yarattığı penaltıyı filip, köşeye çok klas vurdu. golün 3 dakika sonrasında mustafa özkan, valencia'nın direncini kıracak golü boş kaleye atamadı. valencia, topu yere indirip ayağa isabetli oynadığında çok çabuk hücuma çıkıyor, gençler'li oyuncular çok adamla baskıyı düşündüklerinden derin boşluklar bırakıyordu. skoko, teknik bir oyuncu. ama topla buluştuğunda çabuk dönemediği için gençler, orta alanı kontrol edemiyor, valencia'nn isabetli pas ritmini bozmak amacıyla sürekli topu havaya taşıyor ve gelişigüzel vuruyordu. hedef rakibi çok adamla karşılamak, kazanılan topları youla'nın koşu yoluna atmaktı. ayala-navarro ikilisi, tehlikeyi gördüklerinden youla'yı sürekli ikili markajda tuttu. ikinci yarı valencia, kanatları kullanarak gençler'i baskı altına aldı. şu bir gerçek. gençler çok koşuyor, iyi mücadele ediyor. ancak valencia'da topu ayağa oynayan mükemmel oyuncular var. rövanş kolay olmayacak. ama çok adamla savunma yapılırsa ve erken gol yenirse gençler, bu turu çıkaramaz. ersun yanal, valencia'yı izledi. oyuncuların özelliklerini gözledi. takımının fizik gücünün mutlaka bir sistemle birleştirmeli.