iyi bir futbol maçına susamış sporcular, bayramda tatmin edilmiş olacaklardır
uzun zamandanberi büyük ve mühim futbol maçı seyretmemiş olan istanbul’un sporcu kütlesi, bayram günlerinde, iki beynelmilel maç seyredecektir. bu beynelmilel maçlar, haftalarca evvel gene bu sütunlarda haber verdiğimiz türkiye - macaristen müsabakalarıdır.
türkiye ve macaristan federasyonları mütekabilen ileri sürdükleri şartlarda mutabık kaldıkları için, artık macar millî takımının bayramda şehrimizde iki maç yapması tamamile kat’ileşmiştir.
merkezî avrupa futbolunda macar’ların da avusturya’lılar, çek’ler, ve italyan’lar gibi mühim bir mevkileri olduğunu burada tekrar edecek değiliz. bu keyfiyet artık, futbol hâdisatını takip eden bütün türk sporcularının malûmudur. bizim burada yapmak istediğimiz, bu mühim maçlardan evvel, millî takımımıza, teşekkülüne ve idmanlarına umumî bir nazar atfetmektir.
millî takım namzetleri federasyon ve antrenörün nezareti altında harekete geçti ve ilk hazırlanma maçını cuma günü yaptı. cuma günü çıkan şekle bakılırsa ve bu takımda federasyonun davet ettiği izmir ve ankara futbolcularile şehrimizin bazı futbolcuları bulunmadığı düşünülürse takıma kat’î şeklini almış gözile bakılamıyacağı muhakkaktır. gene pek tabiidir ki bu ilk tecrübede takımın aksıyan tarafları, idmansız oyuncuları görülmüştür. bunların daha kuvvetli elemanlarla değiştirilmesi her halde icap edecektir. biz mütaleamızı şimdilik, cuma günü çıkan millî takım üzerine yürütmek mecburiyetindeyiz.
millî takım şu şekilde teşekkül etmişti:
avni (g.s.)
ikinci devrede:
malik (b.z.) saim (v.k.) hüsnü (bş.) mithat (g.s.) nihat (g.s.) sami (v.k.) eşref (bş.) salâhattin (i.s.) zeki (f.b.) hakkı (bş.) niyazi (f.b.)
ikinci devrede hakkı ve salâhattin yerlerini değiştirdiler.
millî takım, maçını beşiktaş birinci takımile yaptı. beşiktaş millî takıma verdiği üç oyuncunun yerini iki ihtiyat oyuncu ve italyan kulübünden (caponi) ile doldurmuştu.
dün bildirdiğimiz veçhile beşiktaş’ın beş sayısına mukabil millî takımın on sayı yaptığını kaydettikten sonra takım ve oyun hakkındaki düşüncelerimize geçebiliriz:
millî takımın oyunu, aksıyan taraflarına rağmen, tamamile ümit verici bir şekilde idi. futbol nazariyatına ve tabiyelerine bihakkın vâkıf olduğu muhakkak bulunan antrenör mr. pağnam’ın gösterdiği tabiye usulleri, belki de ilk defa yanyana oynıyan beş muhacimin on gol çıkarabilecek kadar müessir olmalarına çok yardım etmişti. şunu da kaydetmek lâzımdır ki zeki, salâhattin, nihat ve mithat; antrenörün gösterdiği usul ve vaziyetleri esasen malûm olan ferdî meziyetlerine iyice intibak ettirerek büyük ve emniyetbahş bir muvaffakiyet gösterdiler.
cuma günkü maçta bilhassa memnuniyetimizi mucip olan noktalar şunlardır:
1 — oyunun umumiyetle çok seri denilebilecek bir tarzda cereyanı.
2 — bu sür’ate rağmen futbolcularımızdaki nefes kabiliyetinin, bir iki istisna ile, aksamamış olması.
3 — şuurlu bir oyun sistemi tatbik edilebilmiş bulunması.
4 — yapılan on golün de kâmilen, tesadüfî değil, fakat ferdî ve cem’î gayretler sayesinde bilerek hazırlanmış, bilerek yapılmış sayılar olması.
millî takımda en fazla aksıyan taraf, iki müdafi ve belki de bunların tesirile kalecidir.
milli takım müdafaası, ne de olsa, hakkı ve eşref’ten mahrum olan beşşiktaş hücum hattından beş gol yememelidir, velevki bu hücüm hattı kıvrak oyunun ve tehlikeli eşapelerile maruf (caponi) ile takviye edilmiş bile olsa...
nihayet, merkezî avrupa’da iyi bir mevkii olan macar’ların, bu beşiktaş hücum hattından daha müessir olabileceklerini düşünmek lâzımdır. hüsnü’nün karşısındaki kendi kulübünden iki oyuncuya biraz çekingen oynadığı, saim’in daha evvel yaptığı vefa kumkapı - süleymaniye maçı dolayısile yorgun düştüğü kabul edilse bile müdafaanın çok zayıf olduğu ve her halde daha kuvvetli bir şekle sokulması lâzım geldiği muhakkaktır. bizce galatasaray’dan bürhan, istanbulspor’dan samih tecrübe ve tetkika değecek unsurlardır. muavin hattında mithat ve nihat mevkilerinin tamamile ehilleridir. sami, diğer arkadaşlarına nazaran gerek oyun, ve gerek cüsse itibarile biraz hafif kalmaktadır. fenerbahçe’li mehmet reşad’ın onun yerine geçirilerek muavin hattının mehmet reşat, nihat, mithat şekline sokulması millî takım için büyük bir kuvvet olacaktır.
hücum hattında merkez muhacimlik mevkii gayrikabili münakaşa bir şekilde zeki’nindir. cuma günkü oyunile son zamanlarda epeyce idman ettiği görülen zeki’nin şuurlu pasları ve ümit edilmiyen zamanlarda bilerek gol çıkarmak kabiliyeti, hücum hattının müessiriyetini arttıran bir âmildir. salâhattin, gördük ki, soldan ziyade sağiç mevkiinde muvaffak olmaktadır. geri ve ileri oyunile müdafaa ve hücuma müessir olan salâhattin de yerini kat'iyyen bulmuş değildir. hakkı’ya gelince, şutları bilhassa şayani kayıttır. fakat noksan olan tarafları çevik olmaması ve topu hasma çabuk kaptırmasıdır. eşref, seri ve güzel oynamaktadır. yalnız bazen fazla şahsî oyun tarzına kaçmaktadır. bundan vaz geçerse millî takım hücum hattı için kuvvetli bir unsur olur. niyazi gayretli olmasına rağmen top stoplarındaki kabiliyetini kaybetmiş görünmektedir. bu hal, yapabileceğinin yarısını kaybettiriyor ve arkadaşları yanında çok hafif kalıyor.
hulâsa edilmek lâzım gelirse millî takım kadrosunda kalması lâzım gelenler şunlardır:
zeki, salâhattin, hakkı, eşref, nihat, mithat.
müdafaa behemehal ıslah edilmelidir. daha iyi müdafi bulunamadığı taktirde şu şekil milli takımı çok kuvvetli bir vaziyete getirebilir:
x mithat bürhan fikret nihat mehmet reşat eşref hakkı zeki salâhattin x
maamafih yarın taksim stadyomunda ikinci bir çalışma yapılacak ve belki de daha başka unsurlar tecrübe edilecektir. şimdilik cuma günkü oyunla çok ümitlendiğimizi ve macar’lara karşı kuvvetli bir takım çıkarabilmemiz ihtimalinin kuvvetlendiğini kaydedebiliriz.