bugün galatasaray,alman'ların eintracht takımı ile maç yapıyor. bu müsabaka, yavuz’un alman mürettebatından mürekkep bir takımla 1914 - 15 senelerinde yapılan hususî bir maç müstesna olmak üzere, türkiye’de bir alman futbol takımile yapılan ilk ciddî ve mühim maçtır.
geçen sene, galatasaray, merkezî avrupa seyahatine çıktığı zaman almanya’da böyten şehrinde bir maç yapmıştı. istasyonun kapısından dışarı çıktığımız vakit, bütün şehir halkını istikbalimize gelmiş gördük. münakalât inkitaa uğramış, tramvaylar, otomobiller durmuştu. binlerce halk, şehrin büyük caddesinde dizilmiş, bizi bekliyordu. kalabalık o kadar fazla idi ki on dakikalık bir mesafeyi iki taraf dolduran halk kütlesi arasından birer birer geçerek katettik. alkışlar, hurralar, hohlar, kıyamet kopuyordu. alman reisicumhuru mareşal hindenbourg böyten'e gitse, ancak bu kadar alkışlanırdı.
otelimize girdikten sonra kalabalık, uzun müddet kapının önünden ayrılmadı. futbolcularımız, bir kaç defa kapının önüne çıkarak halka görünmeğe mecbur oldular. münferit ve müctemi nereye gitsek, kadın erkek büyük bir kalabalık peşimizden geliyordu. her birimizin etrafını beş altı alman sporcusu sarıyor, bunlar hiç yanımızdan ayrılmıyordu.
maç günü, sahada ayni hararetli tezahüratla karşılandık. yarısı çocuk olmak üzere stadyomu dolduran on bin alman, her hangi bir ecnebi maçında taksim stadyomundaki halk kadar ve belki daha ziyade bizi alkışladılar. sanki karşımızda oynıyan takım ecnebi, biz alman takımı idik. her iyi hareketimiz, fevkalâde alkışlanıyor, alman kalesi önüne inen muhacimlerimizi halk «şus, şus!» diye bağırarak şut atmağa teşvik ediyorlardı. her kaçırdığımız gol, alman seyirciler arasında teessüflerle karşılanıyorlardı. nihayet, bir gol yaptık, kaleci kargaşalıkta bunu kalenin ta içinden arkası dönük bir vaziyette geriye attı. hakem vaziyeti göremediği için gol vermedi. o anda, stadyomda kıyamet koptu. bilhassa hepsi bir arada oturan beş bin alman çocuğu «gol, gol!» diye belki beş dakika bağırıştılar.
2 - 4 yenilmiş olmamıza rağmen, maçtan sonra, iyi oynıyan oyuncularımızı omuzlarında gezdirdiler. o gün, bize ziyafetler verdiler ve ayni samimî merasimle teşyi ettiler. böyten şehri halkı ne misafirperver, ne sportmen insanlardı! ne yazık ki böyten’den bir takım getirip te bize gösterdikleri misafirperverliği kendilerine iade edemiyoruz. fakat böyten’den getiremiyorsak işte leipzig’den bir alman takımı geldi. almanya’da gördüğümüz misafirperverliği biz de, alman oyuncularına göstermeliyiz. halkımızın bugün ve pazar günü alman futbolcularını şiddetle alkışlıyacağına ve onlara karşı samimî bir sportmenlik göstereceğine şüphe etmiyoruz.
bu maçları tertip eden galatasaray - fener kulüplerinin de, alman futbolcularını izazda kusur etmiyecekleri tabiidir. alman dostlarımıza, istanbul'luların da misafirperverlikte böyten’lilerden geri olmadıklarını isbat etmek bir sporculuk ve türk’lük vazifesidir.