maçı, nam-ı diğer "alex tribünü" olarak ta bilinen maraton lacivert tribünü'nde izlmiştik.
maç hafta içi olduğundan dolayı, işyerinden stada gitmek zorundaydım ve avrupa yakasından sanki bütün herkes o akşam, anadolu yakasına geçmek derdindeydi. tam 2 saatlik trafikten sonra maçın başlamasına ancak 5 dakika kala stada girebilmiş, maraton laciver'in en üst sıralarında kendime yer bulabilmiştim.
halbuki benim kombinem, tam da en altta, taç çizgisine 2 metre mesafede 1.sıradaydı. bu kalabalıkta aşağıya inmem imkansızdı.
maç başladıktan sonra herşey eğlenceliydi. hatta edu drecana kendi kalesine gol atmasına rağmen, tribünde herşey güzeldi.
maçın 32.dakikasında alex'in, tam da bizim tribün önünden aldığı topu ikiye bir yaparak tekrar geri alması, sonrasında bir füze ve herşey kaput o anda..
ne mi oldu?
ben, lacivert tribün'ün en üst sırasında maçı izlerken, birden kendimi en alt sırada buldum, abartmıyorum ama doğru. diğer insanların omuzlarından atlaya atlaya en aşağıya inmişim o hengamede, bir baktım merdivenlerdeyim..