1907 yılında üsküdar'ın beylerbeyi semtinde kurulmuş, tarihteki 4. türk kulübü olma niteliği taşıyan anadolu üsküadar takımı ile 1906 yılında temelleri atılıp, 1907 yılında 11 kişilik bir takım oluşturarak futbol faaliyetlerine başlayan fenerbahçe takımı arasındaki yapılmış maçlardan birisidir.
"üsküdar'a gazel" başlığıyla anılarını neşreden üsküdar anadolu kulübü'nün 1 numaralı kurucusu mehmed burhaneddin (felek) bey, fenerbahçe ile anadolu üsküdar'ın; 1907 yılında üsküdar anadolu'nun, fenerbahçe kulübü çatısı altında idmanlarını yaparak bir bakıma faaliyete geçmesinin de etkisiyle 1908 yılında birleşme aşamasına geldiklerini ve bir takım yönetimsel (fenerbahçe tarihçileri bu ayrılığın, birleştirilecek yeni kulübün ismi konusunda oluşan ihtilaftan doğduğunu belirtir) anlaşmazlıklardan dolayı 2 kulübün de kısa zaman sonra ayrıldığını beyan etmiştir.
burhan felek'in döneme ilişkin fenerbahçe-anadolu üsküdar birleşmesi hakkındaki beyanatı;
"..... işte bu fakir rüya memleketi şimdi bir milyon nüfuslu bir şehir olmuş. bunu bana, üsküdar’da 1907’de 5-10 arkadaşla kurduğumuz anadolu kulübü'nün şimdiki yöneticisi mühendis genç, gelip söylediği zaman hem göğsüm kabardı, hem gözlerim yaşardı. çünkü, hâlâ çok şükür yaşamakta olan ve müessisi bulunduğum anadolu kulübü'nün, "anadolu spor sahasında" yaptığı maça 30 binden fazla seyirci geldiğini ve birçoğunun yer bulamadığı için dışarıda kaldığını, müjdeledi. pek sevindim. bu genç ve akıllı kulüp yöneticisinin isteği üzerine türkiye’nin en eski spor kulüplerinden biri olan “anadolu kulübü” hakkındaki hatıralarımı yazmaya karar verdim. arada yanıldığım tarihler olabilir, ama umumi çizgilerinde pek yanlışlık yapmam."
"..... 1908 civarlarında anadolu kulübü bir ara fenerbahçe ile birleşme kararı aldı idi. bu işi ne suretle tanıdığımı hatırlamadığım fenerbahçe ve moda kulüpleri başkanlıklarında bulunmuş ve geçen sene bir göz ameliyatı için gittiği ankara’da oranın basıncına dayanamayarak hayata gözlerini yummuş olan pek aziz dostum ve yaşıtım tevfik (haccar) taşçı bey’in (1909-1910 fenerbahçe başkanı) delaleti ile yaptık. ama yürümedi. neden yürümedi? o devirde üsküdarlı bir genç ile kadıköylü gencin cemiyet ve toplumdaki vazife ve telakkileri birbirinden ayrı idi. üsküdarlı genç, türk mekteplerinde okurdu. kadıköylü gençlerin büyük bir kısmı oralarda bulunan fransız mektebinde (saint-joseph lisesi, fenerbahçe'nin kuruluşu aşamasında ciddi paya sahiptir) okumuşlardı. uzatmayalım, olmadı ve ayrıldık. anadolu kulübü bir mahalle takımından, hâlâ kullanılan deyimle federe bir kulüp oldu. lâkin hâlâ resmî idare merkezi bizim ev olarak görünüyordu. gerçekten de paramız olmadığı gibi, ailelerimiz arasında veya kulübü himaye edenler meyanında zengin kişiler de yoktu.
fakir bir kulüpçülüğün ne demek olduğunu siz bana sorun! anadolu kulübü 2. meşrutiyetten sonra tescilli bir kulüp olarak gelişirken, istanbul’un başka semtlerinde de başka türk kulüpleri teşekkül etti. aklımda kaldığına göre bunların sayısı sekizdi. adlarını yazmaya çalışacağım. anadolu, nişantaşı, hilâl [istanbul göztepe’sinde], şehremini, karagümrük, beşiktaş (?), beykoz, anadolu hisarı... bir tane fazla geldi. hangisi hatırlamıyorum. bu kulüpler o devirde cuma ligi'ni kurdular ve muntazam bir fikstürle maç yapmaya başladılar. maçlarımız cuma günleri yapıldığı için yabancıların pazar maçlarım yaptığı sahalardan muayyen şartlar altında biz de istifade etmeye başladık..."
kaynakça: geçmiş zaman olur ki - üsküdar'a gazel, burhan felek.