ilk iki haftada kaybedilen 6 puanın ardından oynadığımız başakşehir karşılaşması hem takımın, hem de taraftarın psikolojik açıdan nefes alması için önemli bir maçtı.
alkaralar, kendisi gibi ilk iki haftayı boş geçiren güçlü rakibinin maçın ilk dakikalarındaki baskısını atlattıktan sonra oldukça istekli ve arzulu bir şekilde karşılaşmaya asılmaya başladı.
bu istekli oyunun meyvesini stancu’nun attığı golle hep birlikte ayağa fırlayarak yesek de var’la gol iptal edilince canımız sıkılarak yerimize yeniden oturuyorduk. fakat birkaç dakika sonra nefis paslaşmaların ardından sio’nun bitirici vuruşuyla bir kere daha öne geçince sevinmeden önce tedirginlikle hakeme baktık ama bu sefer gol gerçekten goldü!
ilk yarıyı önde kapatmak psikolojik olarak herkesi rahatlatmıştı. başakşehir’in de irfan’ın durdurulamayışı dışında kötü olması “neden 3 puan olmasın” diye düşünmeye başlamamızı sağlamıştı.
ikinci yarı beklenildiği gibi istanbulluların baskısıyla başladı. fakat ilk yarıda sarı kart gören baiano’nun 48, berat’ın ise 66’da oyundan çıkartılması sonucu takımın ritmi de bozulmaya başladı.
maçtan önce mustafa kaplan’ın “önemli olan sahada 11 kişi kalmak” minvalindeki açıklaması ilk iki haftanın sorumluluğunu oyuncularına ya da hakeme havale ettiğinin bir göstergesiydi. hoca maçan sonra “baiano’yu sakatlandı diye çıkarttım” dese de oyuncunun görünürde herhangi bir aksaması olmamasından ötürü, “eksik kalmayalım” diye yapıldığını düşündüğüm iki değişiklik de hatalıydı. değişiklikler takımın iyice kendi sahasına hapsolmasını sağladı. oysa kaplan’ın sarı kartları bir kenara bırakıp oyunu takip etmesi ve rakibin işleyen en önemli adamı irfan’ı durduracak çözümleri üretip sahaya yansıtması gerekiyordu!
muhtemelen refleksle açılan ele çarpan top yüzden yediğimiz “aptalca” bir penaltı golü ve akabinde maçı ilk dakikasından itibaren en az bir gol atacağı ya da attıracağı gün gibi ortada olan irfan’ın takımına galibiyet golünü armağan etmesiyle kırmızı-siyahlılar puan hasretlerini 3 haftaya çıkarttılar.
artık teknik ekibin sahada oynanan oyuna daha ciddi ve kararlı bir şekilde müdahale etmesi gerekiyor. yoksa başakşehir karşılaşmasındaki gibi hazırlık maçı oynuyormuşçasına yapılan “yap-boz hamleleriyle” 3 puanı rakibe armağan etmeye devam edersek daha sezonun başında ne yazık ki karalar bağlayacağız.
kaldı ki önümüzdeki iki hafta bu yılın 2 flaş takımı olan trabzonspor ve alanyaspor’la oynayacağımızı düşünürsek bir an önce kendimize gelmeliyiz! yoksa 5’de 0 takımın ve taraftarın üzerinde çok büyük psikolojik baskı oluşturacaktır...