beynelmilel hakem kaçef millî küme maçlarını nasıl idare etti?
galatasaray - güneş ve beşiktaş - fenerbahçe millî küme maçlarını idare eden beynelmilel hakem kaçef’in pazar günkü idaresi hakkında «cumhuriyet» müstesna diğer gündelik gazetelerde hiç bir mütaleaya tesadüf edilemeyişine doğrusu şaştık. bu iki maçı kaçef tarzında herhangi bir türk hakemi idare etmiş olsaydı, ertesi gün bu idare tarzı hakkında, bütün gazetelerin bir ağızdan ağır tenkidlerde bulunmuş olacaklarına şöyle bir işaret ettikten sonra, beynelmilel hakemin idare tarzında göze batan yolsuzlukları ve kaidelere mugayir hareketleri iki kısma ayırarak inceliyelim:
a — sport ve sportmenlik bakımından hatalar.
b — doğrudan doğruya oyun kaidelerine muhalif ve aykırı hareketler.
birinci fasla giren hatalar şunlardır:
1 — beynelmilel bir hakemin yeşil bir ceket ve uzun beyaz pantalonla hakemlik etmesi (beynelmilel hakem kıyafetini hiçe saydığını tazammun etmek itibarile)
2 — düdük çaldıktan sonra, düdüğe oyuncuların aldırmaması üzerine oyunun devamına müsaade etmesi (hakemin düdüğü oyunun durdurulmasına işarettir. buna aldırmıyan oyunculara ihtar, tekerrüründe sahadan çıkarılmaları icab eder)
3 — sahayı ikiye ayıran orta çizgiden; korner atışları müstesna on metrodan fazla ileri geri gitmeden maçı idareye kalkışması.
4 — yukarıdaki sebeblerden ve oyuna bigâne kalışından, oyuncular üzerinde otorite temin edememesi.
5 — yan hakemlerinin ikisini de, birinci maçta sahanın bir tarafına koyarak, mantıksız bir tecrübeye kalkışması ve bilâhare manasızlığını anlıyarak bu usulü terkedişi.
ikinci kısma giren ve oyun kaidelerine muhalif hareketler şunlardır:
1 — galatasaray - güneş maçında eşfakla ibrahim arasında hafif tertib kavga ve böbürlenme başlangıcına seyirci kalışı.
2 — bu maçta ofsaydları görmemesi, yanlış görmesi ve bilhassa ikinci haftaymda güneşten salâhaddinin tamamile ofsayd vaziyetten topu alışına aldırış etmemesi. (bu vaziyete nasılsa yakın duran bay kaçef hiç olmazsa bunu görmeli idi).
3 — kararlarını kendisi değil oyuncuların ve bilhassa rebiinin direktifleri üzerine verişi.
4 — beşiktaş - fener maçında ise şerefin cevada kasdî tekme vuruşunu görmemezliğe gelişi,
5 — naciye yapılan su götürmez penaltıyı vermeyişi,
6 — eşrefin yaşara oyun durmuş iken kafa ile tos vuruşuna kulak asmayışı,
7 — cevadla eşref arasındaki kavga başlangıcına olmamış nazarile bakışı,
8 — bu maçta da ofsaydleri görmeyişi ve hatalı görüşleri.
bu saydığım yanlışlardan ve doğrudan doğruya oyun kaidelerinin tatbikına aid hatalardan maada ve her iki maça da şamil olmak üzere bay kaçef çaldığı favüllerin yüzde sekseninde hatalı hareket etmiştir. favüllerin, taç atışlarının hangi tarafa aid olduğunu takdir hususunda o derece mütereddid ve ekseriyet itibarile o derece oyunculara tâbi bulunuyordu ki bu şekilde hareketle oyuncular arasında mütemadiyen münakaşaların zuhuruna sebebiyet veriyordu. bu maçlarda kavga çıkmadıysa bunu sırf iyi bir talihe atfetmek lâzımdır.
bay kaçef pazar günkü idaresinde futbol kaidelerinde oyunculara ihtar vermek ve favüllerin, kasdi hareketlerin tekerrürü halinde bu oyuncuları oyundan çıkarmak maddeleri mevcud olduğunu tamamile nazarı dikkate almadan hareket etti ki bunda en hafif tabirile baştan aşağı kabahatlidir.
bunlardan başka top seyirciler tarafından patlatıldığı zaman sahaya atılan kavun şeklinde ve hafif topu muayene etmeden bu topla oynanmasına da müsaade etti.
bilmem bunlardan başka ufak tefek hataları saymağa lüzum kaldı mı?
pazar günkü maçları bence bay kaçef’ten ziyade çarpışan kulüblerin 44 oyuncusu idare etti.
yarın bu mevzua avdet etmeden evvel şurasını da tasrih edelim ki bu yazı sırf hakemin idare tarzının tenkididir. bu idare tarzının, alınan neticeler üzerinde müessir olduğuna dair en ufak bir ima için yazılmamıştır. esasen, biz futbolde iyi oynıyan takımın kazandığına inanmaktayız.