sportif başarı için çok iyi transferler yapmak, çok iyi antrenman yapmak, çok iyi oynamak ya da çok iyi taktiksel hamleler yapmak her zaman yeterli değildir. işin içinde biraz da pozitif şans olması gerekir. pozitif şans sayesinde normalde “çok da iyi görünmeyen” şeyler bir anda “çok iyi”ye evirilebiliyorlarken, tam tersi negatif şans durumunda “çok iyi görünen” şeyler “çok da iyi değilmiş”e dönebilirler.
sezon başında herhalde hiç kimse gençlerbirliği’nin kadrosuna bakarak 8’de 8 yapmasını beklemiyordu. ama bu kadro bazen iyi oynayarak, bazen de şansla 8’de 8 yapmayı başardı. her bir galibiyet futbolculara pozitif katkı yaptı. bu da takımdaşlık ruhunun sağlamlaşmasına ve hedefe doğru dolu dizgin ilerlenmesini sağladı.
elbette eksiklikler asla kapanmadı ama sonuçların sürekli iyi gelmesi rakipler üzerinde de baskı oluşmasını, bu da sahada puan almanın daha da kolaylaşmasını sağladı.
uzun lafın kısası gençlerbirliği ilk devrede oynadığı 17 maçta 41 puan toplayarak beklenenin oldukça üzerinde bir performans sergiledi.
ikinci yarının ilk yarıya göre daha çetin geçeceği biliniyorken, takımdaki eksikleri gidermek adına stancu dışında hedef odaklı transfer yapılmaması ve üstüne üstlük hatayspor’dan sonra altınordu maçının kaybedilmesi camiadaki “rahat şampiyonluk” hissini sarstı.
alkaralar, hatay maçında oldukça kötü bir performans sergilese de altınordu maçında elinden geleni sahaya yansıtmaya çalıştı. sezon başından bu yana olduğu gibi pozisyon üretmekte zorlanan kırmızı-siyah çubuklular bitime yakın kalelerinde gördükleri golleri çıkaramayınca üst üste ikinci mağlubiyetlerini aldılar.
tüm bu kötü gidişata ve eksikliklere rağmen 8’de 8 yaparken kazanılan takımdaşlığın yeniden harlanması gençlerbirliği’nin yeniden ayağa kalkmasını ve hedefe doğru emin adımlarla yürünmesini sağlayacaktır. bu yüzden şampiyonluk için yapılması gereken tek şey futbolculardan taraftarlara kadar herkesin birlik olup 34. haftanın bitiş düdüğüne kadar enseyi karartmadan sahadakilere destek vermesidir.