atina karışık futbol takımı, dün güzel bir oyunla istanbul karışık takımını 3 - 1 yendi
şehrimizde bulunan atinanın karışık futbol takımı dün taksim stadyomunda istanbul karışık takımile ikinci maçını yaptı.
hafta arası olmasına rağmen giriş parasının ucuzlatılmış olmasından seyirci sayısı maç saati yaklaşırken altı bini bulmuş, her taraf adamakıllı dolmuştu. seyirciler arasında töze bakanı şükrü saraçla yunan konsolosu da vardı.
saat altıya doğru evvelâ yunanlılar alana (sahaya) çıktılar ve halkı selâmladılar. arkasından istanbul karışık takımı da göründü. maça altıya beş kale hakem said salâhaddinin idaresinde başlandı: istanbul takımı:
bedii - nuri, faruk - mehmed reşad, esad, ali rıza - fikret, eşref, hakkı, şaban ve niyaziden kurulmuştu. yunanlılar rüzgâra karşı oynuyorlardı.
birinci bölümde (devre) ikinciye nisbetle daha durgun oynandı. bu devrede istanbul takımı umudlandırıcı bir oyun oynuyordu. herkes, kaleci bile topu havalandırmağa çalışıyordu. topa daha çok istanbul oyuncuları vuruyor, oyun hemen hemen yunan yarı sahasında oynanıyordu, fakat yapılan hücumlar bir tehlike yaratmadan on sekiz çizgisi önünde kırılıyordu. istanbul takımı daha ziyade soldan, fikretle oynamağa çalışıyordu. bunda da haklıydı. çünkü niyazi rüzgârın estiği köşede sıkışıyor, verilen paslar hafif olmasına rağmen, rüzgârın tesirile hızlaşıyor, kaçıyordu. 6 ncı dakikada eşref şabandan aldığı pası biraz daha sıkı şüte çevirseydi ıstanbullular bir gol kazanacaktı.
yunanlılarn birinci golü
oyun durgun bir şekilde oynanırken atinalılar birdenbire soldan bir hücum yaptılar. solaçıkları topla derinlemesine inip kaleye girerken bedii kaleden fırlayarak ayaklarına kapandı, fakat topu tutamadı, soliç yetişti ve topu kaleye attı. bu gol 12 nci dakikada olmuştu.
oyuna tekrar başlandı. atinalılar hiç umulmadık bir sırada bu golü atmışlardı. tekrar hücuma geçen istanbullular bir türlü gol yapamıyorlardı. atinalıların merkez muavinleri çok güzel kafa kesişlerile topu muhacimlerine geçiriyordu. 21 inci dakikada atinalılar tekrar birden hücuma geçtiler, faruğun kale önünde bir ıskası az daha ikinci gole sebeb oluyordu. ali rıza topa yetişerek golü kurtardı.
istanbulun golü
25 inci dakikada ortadan başlıyan güzel bir akın yaptık. niyazi ortalarda bulunan hakkıya bir pas verdi. o da topu durdurmadan şabana geçirdi. şaban, göğsile topu ileri alarak sıkı bir şütle topu direğin yanından atinalıların kalesine soktu.
oyun hızlaştı ve hararetlendi. istanbullular bu golden sonra büsbütün açılmışlar, sağdan, soldan hücum yapıyorlardı. atinalılarda da gevşeklik gitmiş, pazar günkünden daha enerjik bir oyun oynamağa başlamışlardı. 36 ıncı dakidaka atinalılar sağdan bir korner kazandılar. atılan kornere bedii yanlış bir çıkış yaptı. kale boş kaldığı halde vurulan kafa topu avuta çıkardı.
birinci devre her iki tarafın çalışması içinde bitti.
ikinci devre
bu devrede atinalılar sol haflarını değiştirdiler. istanbullular da ortaya fikreti, solaçığa da eşrefi koymuşlardı.
rüzgârı arkalarına alan atinalılar hemen hücuma geçtiler. dakikalar ilerledikçe bu hücumlar daha sık ve daha etkili (tesirli) olmağa başladı. istanbul takımı birinci devredeki canlılığı, enerjiyi kaybeder gibi oldu. bilhassa hücum hattı hiç anlaşamıyor, ileriyemiyordu. bu devrenin son on dakikası bir tarafa bırakılırsa istanbulun hücum hattı hiçbir şey yapamadı. atina müdafaası bunlara nefes aldırmaz oldu.
atinalılar atletik kabiliyetlerinin üstünlüğü, nefeslerinin çokluğunu göstermeğe başladılar. top ta yavaş yavaş onların istediği gibi oynanmağa başladı: ikide bir havalandırılıyordu.
2 nci dakikada istanbul kalesinin önü allakbullak oldu. atinalı sağiçin bir şütünü bedii blonjla kurtarabildi, daha henüz yerden kalkıyordu ki soliçleri kalecimizi bu vaziyette yakalıyarak topu tekrar kaleye gönderdi. bedii topu elle tutacak vaziyette olmadığı için ayakla karşıladı. istanbul kalesinin önü bir dakika toz duman içinde kaldı. top nihayet avuta gitti.
bu gürültü patırtı arasında faruk sakatlanmıştı. kenarda tedavi edilirken yerine hasan girdi.
atinalıların ikinci golü
24 üncü dakikada atinalı solaçık hasanın hücum eden oyuncunun üzerine gitmeyip gerilemesinden istifade eden yunan solaçığı ikinci golü yaptı. bu golden sonra oyun biraz durgunlaştı. atinalılar kendilerini fazla sıkmamağa başladılar. istanbul takımı bundan istifade edip canlanamadı. top ortada oynanmağa başladı. ancak oyunun bitmesine on dakika kala seyircilerin teşcileri, haykırışları sayesinde. istanbul hücum hattı biraz canlanabildi. fikret tekrar solaçığa, eşref merkez muhacim yerine geçtiler. fakat fikretin bütün ortalayışları boşuna gitti. atinalı kaleci bunları rahat rahat topladı.
atinalıların üçüncü golü
oyunun 2-1 istanbul aleyhine biteceği zannedilirken atinalılar gene birden hücuma geçtiler. sol taraftan gelen topu merkez muhacimleri sıkı bir şütle gole çevirdi. bu gol 41 inci dakikada olmuştu. biraz sonra oyun bitti.
atinalılar dün, galibiyeti hakkeden bir oyun çıkardılar. birinci devre top yerden hiç kalkmadığı halde gene muvaffak oldular. ikinci devrede top havalandıktan sonra büsbütün güzel oynamağa başladılar.
birinci devrede hakkı pek sönüktü.
topa âdeta istemiyerek koşuyordu. eşref iyiydi, canlıydı, gerilere yardım ediyordu. yalnız çok pas vermeğe kalkıştı. on sekiz çizgisi yakınlarında önü boşken şüt atmak hiç aklından geçmedi. halbuki bu oyuncu şütünden ve bilhassa rüzgârdan istifade etmeliydi.
bu devrede hücumda en parlak oyuncu fikretti. şaban da fena değildi. yalnız ikinci devrede yoruldu, hiçbir iş göremedi. niyazi bu oyunda hiç beslenemedi. verilen paslar hep baştan savmaydı. hafbek hattında mehmed reşad bilhassa birinci devrede çok güzel bir oyun çıkardı. ikinci devrede o da yoruldu. esad arasıra topu sürmeğe, adam kıvırmağa kalkıyordu ve bu yüzden top kaçırdığı oluyordu. ali rıza bu oyunda pek sönük kaldı. müdafilerle, kaleciye gelince, bunlar ödevlerini (vazifelerini) yaptılar.
hakem gevşek davranarak, geçen oyunda da itirazlar yapan oyuncuların hallerine göz yumdu.