endüstriyel futbola karşı duran iki işçi takımı adana demirspor ve italyan livorno, ‘ırkçılık ve emek sömürüsüne karşı’ biraraya geldi. adana’daki coşku, futbolun sadece futbol olmadığının kanıtıydı
tarih 3 eylül. adana’ya sonbaharın gelmesine daha çok var, kent sıcaktan yanıyor. öte yandan şehrin asi çocukları, kızıl misafirleri livorno’yu karşılamak için son hazırlıklarını yapıyor. havaalanında toplanan yaklaşık iki bin demirsporlu, ‘hoşgeldin yoldaş’ pankartı, ‘hasta siempre’ dövizi, orak çekiçli bayraklarıyla italyan takımını bekliyor. çıkış kapısının açılmasıyla şölen başlıyor ve italyanlar memleketlerinde bile görmedikleri bir karşılamayla omuzlara alınıyor. havalanının dört bir yanında çınlayan çav bella marşı, şehrin içinden bile duyulacak kadar yüksek bir desibele ulaşıyor. italya’dan gelen 11 livorno taraftarı hemen olmaları gereken yeri anlıyor ve çevik kuvvetin engelleme çabalarına karşın şimşekler’in arasına karışıyor. marşlar birlikte söylenip, bayraklar göğe yükselirken ertesi günün türkiye’de daha önce hiç yaşanmamış şeylere gebe olduğu anlaşılıyor.
cuma günü insanı bayıltabilecek sıcağa karşın, sokaklar yavaş yavaş hareketleniyor. göztepe formaları, beşiktaş atkıları, gençlerbirliği bayrakları, kocaelispor marşları, forzalivorno.org’un dövizleri hep bir arada ve adana demirsporlu futbol sevdalıları herkesi ağırlamaktan memnun. bu ortam livorno’nun türkiye’ye gelmesinin ne kadar önemli ve büyük bir şey olduğunu herkese kanıtlıyor aslında. taraftarların hepsi dışarıdan göründüğü gibi solcu olmasa da livorno’yu sonuna kadar sahipleniyorlar. nedeni sorulduğunda ise, hayaleti hâlâ tüm dünyada dolaşan sakallı dedemizin doğrusu çıkıyor karşımıza: beraberiz çünkü onlar da işçi. her türlü ideolojiden bağımsız bu birlik havasının nedeninin, sınıf kardeşliği olduğu herkesin aklına kazınıyor. ne diyelim, ders olsun hepimize.
saat beş oluyor ve stadın etrafı tıklım tıklım dolu. 15 bin taraftar, endüstriyel futbola, ırkçılığa hayır demek için; futbol diye bize yutturulmaya çalışılan ilişkiler ağının yeniden tarifini yapmak için ve omuz omuza ‘hep beraber’ diyebilmek için son hazırlıklarını yapıyor. üçüncü lig seviyesinde oynayan adana demirspor’un resmi ürün satış merkezi arı kovanı gibi. ortasından yıldızlı tişörtler, livorno-demirspor ortak atkıları ve maça özel hazırlanan ‘venceremos’ tişörtleri herkesin üstünde. derken maç saatine geliyoruz ve tribünlerin muhteşemliği büyülüyor. yer gök mavi-lacivert. arada olmazsa olmaz che bayrakları, sovyetler flamaları sallanıyor. slogan tek: yaşasın renklerin kardeşliği.
üçlü çektirmesi için sahaya çıkan rafet’i görüyoruz. henüz sekiz yaşında bir ‘ultra’ o. üçlünün ardından efsane lucarelli’yi şimşekler’in önüne getirip alkışlatıyor. statta tek marş çav bella, luca’nın sol eli havada. bir hayal diyarı gibi 5 ocak stadı. meşale şovunun kızılı, o an orada olmanın ne anlama geldiğini daha iyi anlamamızı sağlıyor. 65’te polisin güler zere için açılan pankartı kaldırması bile neşemizi kaçırmıyor. maç 0-0 bitiyor ama ne gam. futbolu ne kadar sevdiğimizi anlıyoruz biz, renklerin, halkların ve sınıfların kardeşliğini görüyoruz ve adana’dan tek bir ezgi ulaşıyor dünyaya: çav bella.