ne haftaydı ama..., tanıl bora 07.10.2003 | radikal futbol
ligin şimdiye dek en gollü haftası oldu: 40 gol. maç başına 4.4 gol. bundan önce en gollü hafta, 35 golle 4. haftaydı. chelsea’den bir tatlı huzur alan beşiktaş, elazığ’da pek harika değildi ama düşük randımanla bile fark attı
(...)
selobant
tıpkı ankaragücü gibi, bursaspor da deplasmanda hiç iş göremiyor. (geçen sezon, ankaragücü sezonun son çeyreğine kadar böyleydi, bursaspor ise bütün sezon boyu böyleydi!) malatya’da yine yenilince, geçen yapıştırdıkları selobant pek bir işe yaramamış oldu. malatyaspor, yaklaşık bir aydır devam eden tutukluğunu aşma azmiyle oynadı ve koparttı bu maçı. bu seneki sessiz sedasız kazançtan, bursa’ya verdikleri sertan’in işlevlerini de gayet iyi yerine getiren ve ondan daha çalışkan muhammed hanifi’nin iki golüyle... malatya-bursa müsabakasından unutulmayacak bir sahne: maçı stad çevresindeki evlerden birinde balkonundan izleyen yurttaşımızın, oturduğu yerden meşale yakarak atmosfere katkıda bulunma çabası. “malatya-malatya, bulunmaz eşin” şarkısına klip olacak bir görüntü değil mi?
frikik
tam 5 frikik golü var. frikik golü, ‘özel’ bir gol türüdür; bir ustalık belirtisi, bir ‘ekstra iş’ sayılır. hele ortamda van hooijdonk varken... muhtelif kategorileri de vardır frikik golün, işte bu haftanın çeşitleri: ikisi, barajı aşan usta falsolu vuruşlarla atıldı (gs’li de boer ve bursalı okan). biri, abanmak suretiyle, yerde sekerek, dağınık barajı ve kaleciyi gafil avlayarak (denizlili çağdaş). biri, direğin dibine, kalecinin topu ancak içerde tutabilmesine yol açan bir sinsilikle (diyarbakırlı kais). biri ise, çok uzaktan şandelle, kalecinin orta zannetmesinden istifade ile (antepli lazarov).