ne haftaydı ama..., tanıl bora 07.10.2003 | radikal futbol
ligin şimdiye dek en gollü haftası oldu: 40 gol. maç başına 4.4 gol. bundan önce en gollü hafta, 35 golle 4. haftaydı. chelsea’den bir tatlı huzur alan beşiktaş, elazığ’da pek harika değildi ama düşük randımanla bile fark attı
ne kadar yıldır ilk kez, ilk dört sırada göğsü yıldızlı dört meşhur takım dizili duruyor: üçü istanbullu + trabzonspor? (en son 1998/99’da, sezon sonunda ilk dört sırayı kapatmıştı bu dördü.) bir kenan evren nutkuyla başlayalım:
“elazığlı hemşehrilerim! size ‘ligde her takım güçlü, her takım diğerini yenebilir’ diyenler olacaktır. sakın ola ki bunlara inanmayın sevgili hârputlular!” elazığşpor, 2. dakikada 1-0 öne geçmesini sağlayan golün ardından on-on beş dakikalık bir piyango mutluluğu yaşadı. (2. ıig’in parlak skoreri yunus’a da ilk süper lig golü bordo-beyaz formayla nasip oldu.) ama hepsi o kadar. geçen seneki elazığspor, sahasında üç istanbullu’ya da sıkıntı çektirmişti. bu sezon gakgoşlar'ın böyle şeylere takati yok. birkaç genç oyuncunun (effa, sedat vd.) sebat ve tecrübesini geliştirmeye, bir millî takım kalecisinin (könig) cv’sini mahvetmeye yarayan bir hikâye, bu seneki elazığspor hikâyesi.
beşiktaş, radikal bir eksik listesiyle elazığ’daydı: cordoba, zago, ibrahim, giunti, pancu yoktu. yerlerine oynayanlar pek hayranlık uyandırmadılar; beşiktaş pek harika da değildi; fakat makinenin düşük randımanlı çalışması bile elazığsporia fark atmaya yetti bu yamalı kadronun ilk onbirine dahi alınmayan ahmet hassan, oyuna girdiği ikinci yanda 2 gol attı. üzgün mısırlı, 6’sını oyuna sonradan girerek attığı 7 golle, ligin en çok gol atan üç adamından biri durumunda. evropalıların ‘soylu yedek’ dediği türden birisi...