kıpkırmızı bir hafta, tanıl bora 30.09.2003 | radikal futbol
7. hafta kızarık bir hafta oldu: 8 kırmızı kart. sıralamda puan farkları da oluşmaya başladı. alt-orta mevkilerde (11.-16.) 6 ila 8 puanlı 6 takım, hala serseri mayın hüviyetinde
(...)
“allahını kitabını...”
eduardo galeano diyor ya: “ben basit, bir ‘iyi futbol’ dilencisiyim. elimde şapkam, dünyanın dört bir yanını geziyor ve stadyumlarda yalvarıyorum: tanrı rızası için, güzel bir maç lütfen...” bu futbol dilencisi, cuma gecesi 5 ocak stadında mendil açacak olsaydı, bir adana pavyonunun önünden “senin allahın kitabını...” diye sille tokat kovalanan bir garip fellah’ın durumuna düşerdi. allah affetsin, çok beter maçtı gerçekten... (maçın bir özelliği, 30 ağustos gecesi fener’in diyarbakır’da kazandığı maçtan beri ligdeki ilk deplasman galibiyeti olması!) fatih terim, bu maçtan, kulübede unutulan hatta kulübeye bile alınmayan adamlarıyla kazanmanın gururunu çıkarttı kendine. boş sinesine kendi kendisinin fotoğrafını basarak reklamverenlere “allahınızı kitabınızı...” mesajını gönderen adanaspor, hele 3. dakikada yediği karambol golünden sonra, mutsuz ve gayretsizdi.
bu uyuz maçı magaziniyle analım, daha iyi. güngör ve timur, kulübün parasızlığının ve kadersizliğinin acısını hakan şükür'den çıkartır gibiydiler. hakan önce hakikî bir hayretle rakipleriyle muhatap oldu “niye böyle yapıyorsunuz” diye, sonra aihm’e başvuracak hallere girdi. oyuna girmek için saha kenarında bekleyen murat erdoğan’ın 4. hakeme “hoca, on dakika oldu” diye inleyişini işitmek ne hazindi! ne on dakikası... bir seneyi aşkın zamandır fatih terim tarafından bekletiliyor o çocuk. bir yıl antep’e kiralandı, bu sezon başında “oynatacağız” diye geri alındı, sonra şampiyonlar ligi listesine konmadı, “gideyim bari” dedi bırakılmadı... ki memleketin kalburüstü çok yönlü orta saha oyuncularından biri ve istikrarına güvenilir bir oyuncu, kendisi. yazık günah değil mi? neyse ki 68’de oyuna girebildi de birkaç depar âttı, top atıp tuttu dünya gözüyle...