33. deplasmanım ve gördüğüm 35. stad: bursa büyükşehir belediye stadyumu (391 km)
bursa büyükşehir belediye stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 391 km.
(...)
devre arası transferleri hakkında sorular
ahmet ay’la gece 2’de bursa’ya doğru yola koyulduk. bozüyük’den sonra bastıran tipi şeklindeki kar yağışı nedeniyle hızımızı 20’lere kadar düşürerek inegöl’e kadar ultra temkinli bir şekilde ilerledikten sonra önce bursaspor’un yeni stadyumunu, ardından da deplasman tribününün girişini keşfettik ve maç saatini beklemeye başladık.
maça girmek için deplasman tribünün önüne geldiğimizde, bizim gibi geceden yola çıkan ve kar nedeniyle büyük bir kazadan şans eseri kurtulan taraftar arkadaşlara “geçmiş olsun” dedikten sonra hep beraber tribündeki yerimizi aldık.
devrenin son maçında ümit özat, kasımpaşa maçındaki kadroya göre diallo yerine khalili ve cezalı olan jailton yerine ahmet ilhan’ı sahaya sürmüştü. maçın ilk dakikalarından devrenin sonuna kadar bursaspor’un baskısını ve gençlerbirliği’nin sadece savunma yapma çabalarını seyrettik. deplasmanda oynadığınızı ve takımın şiddetle puana ihtiyacı olduğunu düşününce defans yapmak mantıklı görünebilir fakat kurduğunuz takım, sezon başından bu yana zor gol atıp, her halükarda gol yiyorsa yapabileceğiniz tek şey, rakibinize önde basıp planlarını bozmak ve bulduğunuz toplarla bir şekilde pozisyona girip gol atmayı denemektir. fakat gençlerbirliği geri çekildikçe çekilirken, bursaspor iştahla saldırdıkça saldırdı ama buna rağmen hopf’un güzel kurtarışlarıyla devre golsüz sona erdi.
ikinci yarıya gençlerbirliği oynaması gerektiği gibi başladı; önde bastı, rakibini bozdu ve sezonun muhtemelen en çok paslı golüne imzasını attı! manu - skuletic - scekic - ahmet ilhan ve skuletic paslaşmasıyla gelen golün ardından tribünde çılgına döndük.
alkaralar, golden sonra da kısa bir süre benzer bir oyun sergiledikleri için mutluyduk fakat birkaç dakika içinde tıpkı ilk yarıdaki olduğu gibi, sahasına gömülen, savunma yapmaya kasan ama bir türlü beceremeyen gençlerbirliği’ni izlemeye başladık. sonunda tahmin ettiğimiz gibi bursaspor golü buldu ve bizler de tıpkı sahadaki takım gibi koltuklarımıza gömüldük. geri kalan dakikalarda khalili’nin ceza alanı içinden çektiği şutu çizgi üstünde bursaspor’lu bir oyuncunun çelmesi dışında tamamen bursaspor’un hâkimiyeti altında geçti ama maç beraberlikle sona erdi.
bursa’dan alınan bir puanla birlikte, gençlerbirliği oynadığı 17 maçta topladığı 14 puanla ligin ilk yarısını düşme hattının ortasında tamamladı. şimdi gözler devre arasında yapılacak olan transferlere çevrildi.
geçen sezon devre arasında gelen 8 oyuncudan 5’inin sezon sonu gönderilmesi, birinin kızağa çekilmesi ve sadece 2 tanesinin 2017-18 sezonunun ilk yarısında forma şansı bulması, devre başında alınan 11 oyuncuyla birlikte kurulan takımın, tüm futbol kamuoyunun hemfikir olduğu şekilde, süper lig’in en kalitesiz kadrosu olması, istifa eden yönetim kurulu üyelerinin ardından gün yüzüne çıkan transfer rakamlarının, yıllardır taraftara anlatılanlardan taban tabana zıt olduğunun anlaşılması ve tüm transferlerin bizzat ümit özat imzası taşıması nedeniyle, devre arasında yapılacak transferler taraftarlar arasında oldukça büyük bir merak konusu oluşturuyor.
çünkü basına düşen ilk transfer söylentilerine göre devre arasında tüm ipler bir kere daha ümit özat’a ve muhtemelen onun güvendiği aynı menajerlere verilecek.
son bilgiler ışığında; hem kulübün kasasındaki paranın, hem de tff’den gelecek paranın oldukça azaldığı ve parasız bir şekilde alt lige düşme korkusunun iyiden iyiye yüreklere düştüğü şu günlerde, kulübü yönetenlere, “17 maçta 14 puan toplayan, özat’ın kurduğu takım başarılı mı?” sorusunu sormak gerekiyor. eğer bu sorunun cevabı “hayır”sa; transfer konusunda başarısız olduğu ispatlanmış olan özat’a bir kere daha transferin tüm anahtarlarının verilme sebebi nedir? yok, eğer sorunun cevap “evet”se, o zaman devre arasında transfer yapmaya ne gerek var?