onunla yanyana oynadık. berlin'de almanya’yı 2-1 yendiğimiz o büyük maçta... ben santrfor, o sağiç... recep büyük bir gol de attı o gün... bu golde benim de hissem vardı... fakat atatürk'ü samsun’a götüren vapurun atatürk'ün büyük başarısında hissesi olduğu kadar... ona topu ben verdim ama recep öylesine ustalıkla götürdü, öylesine dahiyiıne alman ağlarına çaktı ki... böylelikle senelerce ben de «o pası ben vermiştim» diye övündüm, anlattım durdum... recep unutulmaz bir takım arkadaşım idi... ( https://macanilari.com/17...rkiye-195019539505--.html)
* * *
seneler senesi recebin şâhâne stilli, muhteşem meziyetlerle süslü futbolunu bir türlü doyamadan seyrettikten sonra, onu ancak futboldan bezdiği, futbolu bırakmak üzere olduğu bir sırada çalıştırdığım takıma futbolcu olarak alabildim... yaşının hayli ilerlemiş, içinin futbol oynamak için ölmüş olmasına rağmen onunla elele verdik onu tekrar dirilttik...
sırtına seneler sonra tekrar ay-yıldızlı formayı giydirdik... takımının şampiyonluğunda büyük hissesi oldu... ancak içi hep siyah - beyaz renkler için ynnıp tutuştu... orada gözünü açmış, gönlünü haklı olarak oraya kaptırmıştı... gitti yuvası na kavuştu. recep unutulmaz bir futbolcumdu...
* * *
sonra recep ile manisa’da, izmir’de yapılan antrenör kurslarında buluştuk... kurslara kendini verenlerden, bu işi ciddi olarak benimseyenlerdendi... kurslardan sonra öz kulübünde vazife aldı... ismi bu yıl beşiktaşı şampiyon yapanların arasında sayıldı. recep iyi bir antrenördü de... recebin jübilesine zevkle koşacağım ve onu doya doya alkışlayacağım.