spor yazarları beşiktaş'ın galibiyetini yorumladı... tarih: 27.09.2017 07:53
zeki uzundurukan: koşun haber verin tarihe! beşiktaş, avrupa kupaları'nda bir başka güzel... beşiktaş şampiyonlar ligi'nde rakiplerine pençe üstüne pençe atıyor. ligimizin şampiyonu, şampiyonlar ligi'nde önce porto'ya gününü gösterdi. dün gece de vodafone park'ın büyülü atmosferinde alman panzeri leipzig'e sahaya dar etti, dünyanın kaç bucak olduğunu gösterdi... sen beşiktaş, şampiyonlar ligi'nde 2'de 2 yaptıktan sonra, gruptan çıkmanın kapılarını daha şimdiden ardına kadar açtıktan sonra türkiye'de derbi kaybetsen ne çıkar! ligimizde alınan galibiyetler, şampiyonlar ligi'nde elde edilen bir zaferin yanında mum ışığı gibi sönük kalır. önemli olan avrupa'da türkiye'yi gururla temsil etmektir. beşiktaş dün öyle muhteşem bir futbol oynadı ki... quaresma, talisca ve babel adeta ayaklarında güneş'i sektirdiler.
futbolda imkansız diye bir şey yoktur. dün beşiktaşlı futbolcular, mucize ötesi bir başarıya daha imza attılar. çok oluyorsun be beşiktaş! bizi böyle büyük zaferlere çok alıştırdın be beşiktaş! bak, şampiyonlar ligi'nde senden final isteriz beşiktaş! helal olsun beşiktaş! leipzig öyle sıradan bir takım değil arkadaşlar! yaş ortalaması 23 civarında genç ve fişek gibi bir ekip. belki de avrupa'nın en hızlı kontratak yapan takımı leipzig. ama dün gece bir yanardağ ordusu gibiydi sahada beşiktaş! siyah- beyazlı futbolcuların gözlerinden fışkıran kazanma ateşi, rakibin gözlerini kamaştırıp yaktı geçti adeta... önüne geleni ezip geçiyor beşiktaş! ateşlere basarak koşan bir takım ruhu vardı dün beşiktaş'ta! önce cenk tosun'un bir kanat oyuncusu gibi üç leipzig'liyi etkisiz hale getirdikten sonra babel'e milimetrik ortası ve hollandalı ryan babel'in şahane golü... ama ne gol! o anda vodafone park'tan kulakları sağır eden, desibel rekoltesi uzaydan bile duyulan bir coşku yayılıyordu tüm evrene...
bu golden sonra neye uğradığını şaşıran leipzig, quaresma'nın trivelasına talisca'nın olağanüstü kafa golü ile yere seriliyordu daha ilk yarıda... durun şimdi şunu okuyun beşiktaşlılar! leipzig'in twitter hesabından şöyle bir paylaşım geliyordu: "yalnızca geride değiliz; aynı zamanda kulaklarımız da sağır olmak üzere!" beşiktaş böyle büyük bir takım işte leipzig! bu arada kaleci fabri'ye de bir parantez açmak lazım. dün gece muhteşem kurtarışlar yaptı. beşiktaş'ın şahane futbolu karşısında madara olan 'büyük yıldız!' keita, 59'da yerini bruma'ya bıraktı. bruma girse ne yazar! keita'yı bile perişan etti bu takım! aslında stat ışıkları da beşiktaş'ın şahane futboluna dayanamadı!
çünkü yeşil çimlerde futbolu ile ışıl ışıl parlayan bir beşiktaş vardı! son 20 dakikada belki biraz geriye yaslandık, leipzig'in de top oynamasını izin verdik. ama bu anlarda bile ana kontrataklarla rakip kalede pozisyon bulan yine bizdik! takım halinde topun gerisine geçip çok iyi savunma da yaptık! avrupa futbolunun yeni prensi beşiktaş dün bir büyük zafere daha imza attı! ana sütü gibi helal bir zafer bu! beşiktaş bu sezon şampiyonlar ligi'nde takır takır oynuyor, önüne geleni yere seriyor ve türkiye'nin avrupa'daki gururu olmaya devam ediyor! helal olsun sana avrupa kartalı beşiktaş! koşun haber verin tarihe! sıradaki gelsin!
erman toroğlu: hakemlere ders olsun! beşiktaş, avrupa kupası maçlarında türkiye ligi'ne göre değişik bir görüntü sergiliyor. hakeme itiraz, futbol ukalalığı hiçbirisi avrupa kupası maçlarında yok. yerli maçlarda da bu tam tersi tavan yapıyorlar. maça iyi hazırlanmışlar, müsabakaya da iyi başladılar. neticeyi kolay aldılar. ama ondan sonra maçtan koptular. siyah-beyazlıların dün akşam şu özelliği vardı. 2-0'a kadar her şeyi çok iyi yaptılar. yani iyi oynadıkları zamanlarda... ama sonra kötü oynadıkları zamanlarda hiçbir şey yapmadılar. şampiyonlar ligi maçlarında iyi oynarken öne geçiyorsan, kötüyken vakit geçirmeye bakacaksın. açık vermeyeceksin.
dün akşamın tahlilini iyi yaparsanız ikinci yarı beşiktaş için hiç de güzel görüntüler yok. ışıkları sönmesi de siyah-beyazlılara çok yardım etti. öyle veya böyle iki maçtan 6 puan çıkarmak büyük başarı. beşiktaş büyük hata yapmazsa bir üst tura geçer. ama bu işlerin hiçbir garantisi yok. her zaman papaz pilav yemez! ama şu da bir gerçek şampiyonlar ligi gibi bir turnuvada iki maçtan 6 puan çıkarıyorsan yolu yarılamışsın demektir. bundan sonra da eğer bir üst tura çıkamıyorsan boğaz köprüsü'nden aşağı kendini atman lazım.
bakınız! 'yerli hakem' diyoruz, 'yabancı hakem' diyoruz. diyoruz da diyoruz… hiç dikkat ettiniz mi bilmiyorum; beşiktaş takımı galip, caner bir taç atışı yapacak. elindeki topu rakibin suratına şöyle bir atar gibi yapıp geri çekti. yani dalga geçti. 35 metre ilerideki rus hakem oyunu durdurdu, geldi caner'e "sakın böyle sportmenlik dışı işler yapma. yaparsan seni yakarım" dedi. bu bir derstir, bu bir kıvılcımdır. sen buna hakim olursan hakem olursun, olamazsan bir halt olamazsın. yoksa rus hakem ile bizim hakemler arasında fazla bir fark yok. bu bir nüanstır. sahadaki futbolcular da yedek futbolcular da rus hakemin davranışını gördükten sonra zaten kımıldayamaz. işte bizim eyyamcı hakemlere bir derstir bu! dikkatle izleyin ne demek istediğimi anlarsınız. bu tarz ufak bir hareketle hem sahadaki futbolculara, hem teknik adamlara, hem de seyirciye hakim olursunuz. yani maçın hakemi, maçın kralı olursunuz! yoksa şamar oğlanı olursunuz. bu kadar basit!
fabri ve cenk... beşiktaş'ta dün akşamki leipzig karşılaşmasında bence ön plana çıkan iki tane isim var. biri fabri, birisi cenk… niye cenk? hücum bölgesinde alan boşalttı, geriye geldi top çıkarttı, arkadaşlarına pas verdi, yapılacak her şeyi yaptı. ikinci fabri… çok kritik anlarda çok anlamlı kurtarışlar yaptı. eğer bir takımda sadece santrfor ve kaleci iyi diyorsak o zaman teknik direktörün çok iyi düşünmesi lazım, nerede hata yaptık diye?.
sinan vardar: türkiye'nin gururu beşiktaş leipzig 6 yılda bundesliga'ya çıkma başarısı göstermiş bir takım. almanya'nın proje takımı ve yaş ortalamaları sadece 23! doğrusunu söylemek gerekirse 4. torbadan çıkabilecek en kötü takımdı. o da beşiktaş'a denk gelmişti. leipzig'in macar kalecisi peter gulacsi maç öncesi düzenlenen basın toplantısında "beşiktaş'ta beni korkutacak futbolcu yok" ifdesini kullanmıştı. cenk tosun hemen başında babel'e öyle nefis bir pozisyon hazırladı ki, hollandalı futbolcu da kaleci gulacsi ve arkadaşlarına "wellcome to beşiktaş" dedi. başrolde güneş şenol güneş futbolcularını derbi maçın ardından yaşanan gerginliğin ardından leipzig maçına çok iyi oyuncularını çok iyi motive etmiş. siyah-beyazlı futbolcular özellikle ilk devrede genç leipzig'i sağlı sollu darbelerle kelimenin anlamıyla abandone etti. tecrübe; gençliği yerle bir etti.
beşiktaş teknik direktörü şenol güneş dersini belli ki çok iyi çalışmış. ikinci devrede necip ve tolgay tam zamanında oyuna girdiler ve takıma büyük güç kattılar. harikasınız çocuklar özellikle necip dün atom karınca gibiydi. beşiktaş'ta her futbolcu görevini eksiksiz yerine getirirken quaresma nefis performansıyla yine parmak ısırttı. özellikle babel'i dün çok beğendim. beşiktaş'ta her futbolcu görevini eksiksiz yaptı. siyah-beyazlı futbolcular özellikle orta sahayı geçtikleri her atakta yüksek öz güvenle oynadı. bu çok önemliydi. leipzig'in golcüsü emil forsberg 70 milyon euro ediyorsa cenk tosun bu maçtan sonra fiyatını kaça çıkarmıştır gerçekten çok merak ediyorum. helal sana tosun paşa.
leipzig'in kısa süren ikinci yarıdaki baskısında fabri'nin süper performansına da şapka çıkarıyorum. beşiktaş bu galibiyetle grubu 1. sırada bitirmek için büyük avantaj yakaladı. monaco'dan alınacak en az 1 puan zirvedeki yerimizi sağlamlaştırır. işte gerçekler gerçek 1- beşiktaş artık gerçek bir şampiyonlar ligi takımı oldu. kara kartal türkiye'nin gurur olmaya devam ediyor. gerçek 2 - rus hakem karasev harika bir yönetim gösterdi. delikanlı hakemle beşiktaş her maçı kazanır. vodafone park'ta tabii ki taraftarın hakkını vermek gerekir. leipzigli futbolcular bile maçtan sonra "böyle bir taraftar görmedik" demeleri gerçekten çok güzeldi. beşiktaş avrupa'da yoluna devam ediyor. hem de tüm ülkemizi gururlandıracak bir başarı gözlerimiz kamaştırıyor.
rıdvan dilmen: beşiktaş muhteşemdi bu maç bence fenerbahçe-beşiktaş derbisinin bitiminden itibaren kazanıldı. o gün ceza almıştı şenol hoca, yardımcısı konuştu. şenol hocanın oyunculara teşekkür ettiği, antrenör ve oyuncuların medyanın büyük gazına rağmen konsantrasyonunu bozmayıp maçı yaşamayı orada bıraktılar. kolay değil... cumartesi gecesi maç bitiyor, oyuncuların, antrenörün atılmış ve salı günü böylesi bir karşılaşmaya çıkıyorsun. leipzig şöyle iyi, böyle iyi diyenlere bakmadım, dün gördük esasen. fenerbahçe, beşiktaş, ali palabıyık üçlüsünden gündemi çıkarıp o maçla yaşamaktan vazgeçtiler. bu maçla yaşadılar. 1'den 90+'lara kadar iyi ve doğru oynayarak kazandılar. karşılaşmanın başındaki tempo ve 89'uncu dakikada tosic'in topu kaleye kadar götürüp bir o kadar hırsla geri dönmesi önemliydi. 80 metre top sürmüşsün. kendi bölgesine de 60 metre geri depar atıyor. kazanıyor, dripling yapıyor, çalım atıyor, düşüyor kalkıyor, vuruyor, bir de geriye depar atıyor yüzde 100'le.
tolgay'ın girişi rahatlattı bunla kazandı beşiktaş, sadece gollerle değil... taraftardan deplasman takımları çok etkilenmez ama ev sahibi avantajının sebebi taraftardır. tosic taraftar için koştu. bundan sonra bol kredisi olan bir beşiktaş var. porto'nun monaco'yu yenmesi bence sürpriz değil. savunma arkasına koşu yapan, önemli oyuncuları vardı. proje takımı olduğunu biliyoruz leipzig'in, oyuncularına yatırım yapıyorlar. 16 milyon euro verdikleri ve çok gol kaçıran augustin gelişime çok açık bir oyuncu... bir de sabitzer dikkat çekti. bunlar genç oyuncular. bence 3-4 sene sonra çok daha farklı bir takım olacak veya augustin'i dünyanın en önemli takımlarında göreceğiz. çok iyi top oynadı beşiktaş, skoru da elde etti. bekledi, çok şut imkanı verdi. herkes görevini yaptı bu arada. tolgay değişikliği bir 5 dakika kadar önce yapılabilirdi. necip de girince iyi işler yaptı. özellikle tolgay'ın girişi beşiktaş'ı nefeslendirdi. bundan iyisi can sağlığı... averaj da elde ediyorsunuz.
tebrik ediyorum monaco karşısında kazanamasanız bile kaybetmemek yetiyor. ben 'beraberlik yetmez' diyenlerdendim açıkçası. porto gitti, monaco'ya 3 tane attı. 6'yı cebine koyduğun zaman herkes birbiriyle oynayacağı için şansını çok ama çok artırdı. bu yüzden beşiktaş'ı tebrik etmek lazım... gerçekten büyük iş başardılar ve 6 puan önemli bir avantaj..
turgay demir: leipzig'in önce aklını aldık bu maçı seyirciyle birlikte oynarsak fark yaratabilirdik, onu yaptık... leipzig muhteşem bir hücum takımı ama savunma anlayışları aynı derecede iyi değil. uluslararası tecrübeleri de yok denecek kadar az. bunlar beşiktaş adına avantajdı ama yine de 7-8 yıllık tarihinde emsali görülmemiş bir projeyi uygulayıp bundesliga'yı geçen sezon ikinci sırada bitirmiş bir takım devirmek hiç kolay değildi. leipzig ilk kez ülkesi dışında bir maç oynuyordu ve ilk maç için şanslarına avrupa'nın en zorlu seyircisi denk gelmişti. tribünler öylesine muhteşemdi ki ilk 20 dakikada leipzig'in genç ve yetenekli oyuncuları tek kelimeyle şaşkına döndüler. beşiktaş bu bölümde oyunu rakip sahaya yıktı, üst üste pozisyonlar buldu ve cenk-babel işbirliğiyle harika da bir gol buldu. golün ardından geri çekilen beşiktaş pozisyon vermese de oldukça hırpalandı. ancak kartal tam siper yapmamıştı ve aktif siperdeydi, nitekim ilk fırsatta quaresma'nın trivelası talisca'nın sihirli kafasıyla durum 2-0 oldu.
doğum gününde coştu biliyorum böyle zamanlarda maç anlatılmaz, kim iyi, kim kötü oynadı oralara pek girilmez. kazandığın zaman beklenen tek şey sevinç çığlıklarına ortak olup herkesi alkışlamaktır. yazının bu bölümünde biz de bunu yapalım. tüm kartallar yürekli ve harikaydılar. fabricio'nun kritik kurtarışları mı, beğenilmeyen tosic'in muhteşem 50 metrelik deparı mı, doğum gününde coşan quaresma'nın muhteşem oyunu mu, babel'in golü mü, yoksa savunmaya kadar gelip oradan başlattığı muhteşem kontrataklar mı? neyi anlatalım, kimi daha fazla övelim!? atiba mı, ozi mi, medel mi, caner mi? hepsi, hepsi muhteşemdi... burası şampiyonlar ligi, bir şekilde rakibin önce aklını alıp şaşkına çevireceksin sonra dengeler sana dönecek. beşiktaş dün bunu yaptı ve muhteşem taraftarıyla rakibin önce aklını aldı.