1979 yılında türkiye galler milli maçında attıgı golle gönlüllerimize taht kurmuştu erhan önal türkiye galler ile oynadıgı 1979 yılındaki maçta siyah beyaz televizyonumuzda maçı izlemiştim ve anlatılmaz bir mutluluk yaşamıştım.ve yaşım henüz 11'di ve henüz bir maça gitmemiştim. nereden bilebilirdimki bu maçtan 13 yıl sonra erhan önalı omuzlarıma alıp jübile maçında sahada tur attıracagımı.
1992 sıcak bir temmuz günü erhan önal'ın jübile maçına gideceğim ilk önce şişli'de sezgin ile buluşacagız sezgin kimmi.. gecen yıl aramızdan ayrılan galatasaray'ın engelli taraftarı sezgin tekerlekli sandalyesiyle galatasarayın peşinde koşan sezgin mekanı cenlet olsun.onulada cok anılarımız var..
şişlide sezginle buluşuyorum ilk önce şişli ara sokaklarında cim bom bom tezahuratları arasında dolaşıyoruz daha sonra bir iki bira içmeye karar veriyoruz, veriyoruz vermesine ama sezgin bu işin bir iki bira ile olmayacağına karar veriyor ve bana elimize iki bira almaktansa biranın kaynağına gitmemiz gerektigini anlatmaya çalışıyor ..bak seni nereya götüreceğim diye söyleniyordu..gide gide gittik bomanti bira fabrikasının nizamiye kapısına dayandık.
vardık ama bir problem var dedim burası benim babamın emekli olduğu tekel bire fabrikası dedim.baban ne zaman emekli oldu dye sordu 10 yıl oldu dedim oglum baban sanki hala burada çalışyormuş gibi davranıyorsun neden korkuyorsun dedi babamın arkadaşları var dedim tanırlar beni dedim gel ulan içeri adam emekli olalı 10 yıl olmuş dedi beni ikna etti ve içeri girdik.
sezgin'i herkes tanıyordu herkes ile muhabbeti sağlamlaştırmış bizi ilk önce yemek haneye götürdüler karnımızı iyice doyurduk sezgin oradaki görevliye birini sordu dahili telefondan sezginin sordugu kişiyi çağırdılar yanımıza geldi.
sezgin ve bana hoş geldiniz merasiminden sonra bira içermisiniz diye sordular sezgin ise yüzsüz bir şekilde arkadşına ben senin maraklın değilim bizde saten bira içmek için geldik dedi muhabbetlerinden bayağı samimi oldukları belliydi.
bira bölümüne geciyoruz.....
daha sonra sezgin ve sezgine refakat eden ben ve arkadaşı bira bölümüne geçtik aman allahım o da ne? bira adete musluktan akıyor bomanti bira fabrikasına ve temmuzun o sıcagında içmekten kıpkırmızı olmuştuk birayı menbağından içiyorduk...içdik...içdikce içdikkk..
sezgin tekerlekili sandalyesinde sarhoş ben ise onun refakatcısı bende ondan beterim cıktık yola inönü stadına doğru yola koyulduk herkes bize bakıyor..tekerlekli sandalyede bir vatandaş ona refakat eden biri oda ondan sarhoş enaz 35 derece sıcak var ne yaptığımızı bilmiyoruz ben tekerlekli sandalyeyi lambur lumbur sürüyorum arasıra sezgin sandalyesinden düşecek gibi oluyor onu düzelteyim derken ben yere düşüyorum bir ara harbiyede öyle bir düşmüşümki ben bir tarafta seezgin tekerleki sandalyeden düşümüş oda bir tarafa savrulmuş yerde sürünüyor bütün arabalar kepazelimize korna çalıyor.daha sonrada duyarlı vatandaşların sayesinde eski pozisyonımuza getiriliyorduk sezgin kolduğuna ben dümene geçiyordum.
belliki bu inönü yolculugu kolay olmayacaktı taksim'e geldigümizde artık son noktadaydık kafamız dönüyordu birileri bizimle muhabbet etiyor daha sonra başka birilrri geliyor gözümüzün önünde dönüyorlardı aslında bizim kafamız dönüyordu...şimdiki gezi parkında uyuya kaldık uyandıgımızda nisbeten toparlanmış durumdaydık başımızda bir sürü insan bizi izlerken uyandık...
artık biraz toparlanmıştık inönü stadına doğru yola çıktık stadın etrafında bir sürü insan ile muhabbet ettik muhabbet ettigimiz insanlar arasında yolda bizi gördüğünü söyleyen insanlar vardı sezgin bizi gördügünü söyleyen herkese küfür yağdırıyordu ..ulan i.....ler madem gördünüz niye gelmediniz bizi almadınız bize yardımcı olmadınız diye mütakip defalar küfür etmeye devam ediyordu iş eylenceli bir duruma gelmişti sezgin küfür ediyor herkes sezgine gülüyordu bu eylence sezgininde hoşuna gittiği için oda madem bu eglenceli oluyor diye küfürün dozonu artırıyordu..
stadın içine girdik sezgin stada refakatcısı ile birlikte ambulans ve itfaiye araclarının girdigi yeni açık tribününün altından giriş yapıyordu birlikte sahanın içine girdik..trübünler sezgin'i görüce ayagı kalktı sezgin tribünlere üçlü çektirdi.
takımlar sahaya ısınmak için çıktılar galatasaray avrupa şöhretler karması ile oynayacaktı biz yedek kulübelerinin oralarda geziyorduk (benç) galatasaraylı futbolcularla sohbet ettik daha sonra arif erdem!in elinde bir torba çekirdek vardı arif sezgin'i aldı sürmeye başladı ben arif ve sezgin yeni açık tribünün önüne gittik. arif çekirdek çıtlatmayı cok sevdiğini söyledi bir müddet orada çekirdek yedik arif erdem ile sohbet ettik.
arif erdem ile sohbet ederken bir önceki yıl oynanan banik ostrava maçındaki penatı pozisyonunu sordum arif o maçtaki düşürülüşün penaltımı? diye sordum.. arif cevap verdi herif bana nasıl girdi öyle badoslama tabiki penalyıydı dedi bende tartışılan o pozisyon ile ilgi cevabı ilk ağızdan almış oldum.evet banik ostrava maçındaki kazandıgımız ve gole cevirdigimiz penaltı penaltıydı o maçı deplasmanda 1-2 kazanıp tur atlamıştık.
daha sonra maç başladı erhan önal bir müddet sahada yer aldıktan sonra oyundan çıktı erhan önal seyirçiyi selamlamak için tribünler giderken bende sezgini aldım erhan önal'a dogru gittim erhan önal ilk önce sezginin arabasını benden aldı sezgin ile birlikte tur atıyordu bizde eşlik ediyorduk.
erhan önal bir eliyle sezginin arabasını tutuyordu diger taraftan sezginin arabasının bir kolunu ben tutoyordum basın mensuplarının flaşları patlıyordu önümüzde bir dolu gazeteci erhan önal ben ve sezgin sahaanın etrafında tur atıyorduk erhan önal ile birlikte trübünleri selamlıyorduk.
erhan önal cok duygusal görünüyordu inanın o kadarbelliydiki bu duygusallıgı sanki ağlıyormuşta göz yaşlarını saklıyıormuş gibiydi.gözünü sıkı şekilde yumsa gözlerinden yaşlar akacaktı cünkü göz yaşları gözünün içine birikmişti bunu görüyorduk daha sonra erhan önal üzerindeki t shört ile bize çaktırmadan biriken göz yaşlarını sildi.
ben ise 1979 televizyondan izlediğim türkiye galler maçındaki o sevincimi tekrar yaşıyordum o muhteşem golü o türkiye'yi ayağa kaldıran golü atan beni sevince boğan erhan önal'ı tam 13 yıl sonra omuzlarıma almanın gururunu yaşadım bunuda kendisine aktardım ana 1979 yılındaki golünü hatırlattım o gole cok sevindiğimizi söyledim ve o golün şerefine kendisini omuzama alacagımı söyledim omuzlarıma aldım sanki 1979 yılındaki galler maçının gol sevincini yaşıyor gibiydim..cok mutlu olmuştum.bu gururu yaşadığım için cok mutluyum.