mehmet yüce'nin, "idmancı ruhlar: futbol tarihimizin klasik devreleri: 1923-1952, türkiye futbol tarihi - ikinci cilt" kitabından;
galip ve mağlup kulüpler davet ediliyor
istanbul mıntıkası futbol birliği riyâsetinden:
15 ağustos cuma günü neticesi alınamayan galatasaray-fenerbahçe müsabakasının yevm-i icrâsım tenebbüt (sona erdirme) ve nihai müsabakanın icrâsına ait ittihâz-ı mukarrarat eylemek (kararları almak, kabul etmek) üzere mıntıka birliğini terkip ve teşkil eyleyen bilumum galip ve mağlup kulüpler murahhaslarının bugün saat altıda eminönü rıhtım han’ındaki mıntıka merkezine mühimme hâl gelmeleri tebliğ olunur... (cumhuriyet, 17 ağustos 1340 nüshası.)
yukarıdaki vaziyet için memleket futbolunun belki de en enteresan ve en patırtılı galaasaray-fenerbahçe müsabakası desek abartmış olmayız zannediyorum. sonunda ne mi oldu, nasıl mı karar verildi? ertesi günkü cumhuriyette istanbul mıntıkası futbol heyeti, ahmet şerafettin bey riyasetinde toplanarak, fenerbahçe kalecisi şekip bey’in galatasaraylı muslih bey’e yaptığı hareketin penaltı ile cezalandırılmasına, şekip bey’in müsabakadan ihracına, penaltı atışından sonra maçın yarım dakika daha oynatılmasına, müsabakada gol olmazsa 15’er dakikadan iki çeyrek saat uzatılmasına karar verdi. bu karar fenerbahçe tarafından kabul edilmeyerek futbol heyet-i müttehidesi nezdinde istînâf (fesih isteme) edildi. ancak bu itiraz federasyon tarafından kabul edilmedi. 19 ağustos 1924 salı günü saat altıda penaltı kararını müteakip yarım dakikalık oyun için galatasaray sahaya geldi. taksim stadyumu’nu dolduran binlerce sevdalısı fenerbahçe’yi hevesle bekledi (bazı gazeteler müsabakanın yeniden oynanacağı haberini üfürmüşlerdi). hakem haçopolu efendi sahaya çıktı. galatasaraylılar da... düdük çalındı. çıkan yok. ikinci düdükte zeki bey soyunmamış vaziyette kapıda göründü. üçüncü düdükte ise başta alâaddin olmak üzere fenerliler sahaya çıktı:
“...geçen haftaki kalenin önüne futbolcular toplandı. top penaltı çizgisine kondu. seyirciler heyecan içinde. dış kapılarda içeri taşmak için kaynaşan bir kalabalık var. stadyum idaresi tarafından getirilen tulumbalar geçen seferki gibi hâdisenin vukuunda taşkınlığı teskin için su atmaya hazırlanmış.
nihayet hakem düdüğü öttü. boş fenerbahçe kalesine penaltı çekmek şerefi mithat bey’e teveccüh ediyordu. fenerliler kalenin önünde neticeyi seyrediyorlardı. top düdükten bir saniye sonra fenerbahçe kalesinin ağlarına çarptı. ve böylece ikiye karşı üç sayı yapan galatasaraylılar, istanbul birinciliği’nde beşiktaş’la karşı karşıya kalan son rakip olmuş oluyordu...” (cumhuriyet, 20 ağustos 1340 nüshası.)