ve onun karşısında düne kadar avrupa’nın ismini duymadığı bir takım: göztepe.
şimdi gelin biz de görevimizi yapalım ve türk futbolunu en iyi şekilde temsil eden ve bize gurur veren bu ekibi «1965 göztepe» yi hep beraber selâmlayalım.
* evet bir göztepe vardı, milletlerarası alanda adı hiç duyulmamış göztepe. fenerbahçe gibi bir devle çarpışmış, görenlerin hakkı için, futbolunu kabul ettirmiş, sonra galatasaray devini yıkmıştı. sıra, münchen 1860 devinde idi. göztepe onu da yere serdi.
* adamın adı max merkel. görevi 1860 münchen antrenörlüğü. milliyeti: avusturya. daha adımını türk toprağına attığı andan itibaren herkese tepeden baktı bu adam. hattâ ekmek yediği alman futboluna bile. kirchrath mı? ama, o da kim diye dudak büküşü. herberger'i tanımayışı ve maçtan önce şöyle deyişi: «maçtan önce konuşmam. rakiplerimizi tanımağa çalışacağız» maçtan sonra ise şöyle diyordu mağrur adam. «almanya'da dört gol çekeriz.» ve devam ediyordu: «üçüncü maç mı? yatak odasında olur.» nerede centilmenlik, nerede sportmenlik ve nerede o ince avusturya'lılık? ziyafete geldi ve alman konsolosunun, valinin, belediye reisinin bulunduğu bu ziyafette hediyesini dahi almak için oturduğu sandalyeden kalkmadı merkel. son marifeti de bu idi.
ve başka bir adam daha vardı münchen 1860'da kaleci rodenkoviç. centilmen, sportmen, neşeli ve alçak gönüllü «türk seyircilerinden maça eşofmanla çıktığım için özür dilerim» diyordu: «şımarık
olduğum ve karşı takımı küçümsediğim zannedilmiş. toprak sahada hiç oynamadım ve sakat olduğum için eşofmanla oynadım. bugün yarın bir çocuğum dünyaya gelecek. bu sebeple türkiye'ye gelmek istemiyordum. ama geldiğim iyi oldu. çok sevimli bir yer türkiye, iyi insanlarla dolu.»
31 yaşındaki kaleci ziyafetle ingilizce, almanca şarkıları ile büyük tv’in gerçek yıldızı olduğunu ispat ederken futbolden daha çok mikrofondan kazandığını açıklıyordu. radi, ziyafette dean martin’in «herkes bir gün birisinin sevebilir» isimli şarkısını söylerken salon alkıştan neredeyse yıkılacaktı.