portekiz’de düzenlenen avrupa şampiyonası trt’den canlı olarak yayınlandı ve biz gerçekten de güçlü bir ekiple portekiz’deydik... spikerler ben, güven göktaş, erdoğan arıkan, yalçın çetin, birol reçber, cüneyt kıranın yanı sıra ibrahim kırkayak haber program ve canlı bağlantılarda görev yapmıştı. maçların yorumlarında ise ömer üründül, eatih terim, erman toroğlu ve haldun domaç yer aldı.
portekiz’de otobanların neredeyse tamamı avrupa şampiyonası nedeniyle yeniden inşa edilmişti. maçlar portekiz’in lizbon, porto, aveiro, braga, leiria, coimbra, guimaraes ve earo şehirlerinde oynandı. ve tüm bu şehirlerdeki statlar, şampiyona nedeniyle adeta yeniden yapılmıştı.
porto’daki dragao (ejderha) stadı da bunlardan birisiydi. bu statta biri yarı final, bir çeyrek final ve grup maçları anlattım. drago stadı’nın hemen kenarından ama stadın neredeyse üst hizasından yukarıya doğru bir yol çıkıyordu ve bu yolun üstündeki bir tavuk çiftliği bütün bölgeye hakimdi. çiftliğin sahibi bu nedenle arazisini parsel parsel uluslararası yayın kuruluşlarına kiraya vermişti. biz de trt olarak bir yer kiraladık. ve bu stattaki yayınlarımız öncesinde ve sonrasındaki yayınlarımızı bu tavuk çiftliğinden yaptık. sanırım çek cumhuriyetinin danimarka’yı 2-0 yendiği çeyrek final mücadelesiydi. sevgili fatih terim yanımda yorumcuydu. maçtan hemen sonra da tavuk çiftliğinden canlı yayınımız olacaktı ve o yayında stüdyoda erdoğan arıkan’la birlikte haldun domaç bulunacaktı. o dönemde sporun başında müdür olarak tufan turasan yer alıyordu.
tufan turasan maçtan önce yanıma geldi ve “maçın bitimde hocayı tavuk çiftliğine canlı yayma stüdyoya getirebilir misin?" diye sordu. fatih terime kendi sormaya cesaret edememişti. “peki maçtan sonra bir deneriz” dedim.
maç bitti. iyi de bir yayın olmuştu. fatih hocaya döndüm, “hocam buraya kadar geldiniz, yorumlarınızla maça renk kattınız. yukarıda stüdyomuz var...” “fatih hoca etrafa baktı ve sordu, “hani nerede, ben stüdyo filan görmüyorum” “hocam” dedim, “hani şu stadın üst kısmından yol geçiyor ya, şu yukarda. işte onun üstünde tavuk çiftliği var, stüdyo orada...” dedim. fatih hoca, “ne, tavuk çiftliği mi?” dedi. ben hem gülmeye başlamış, hem de “hocam yavaş yavaş yürüyelim oraya, ben size hikâyeyi anlatayım” dedim. “iyi bari yine beni kandırdın gidelim” dedi gülümseyerek... tavuk çiftliğine vardığımızda yayın başlamış, erdoğan arıkan, spor yazarı haldun domaç’la canlı yayında turnuvayı değerlendiriyordu. fatih terim’i hemen farketti erdoğan... ancak haldun domaç lafı bir türlü bağlayamıyordu. takımın ismini unutmuş, bir yandan hollanda'yı hatırlamaya çalışıyor bir yandan lafı çevirip duruyordu. işin kötüsü erdoğan da takımı hatırlayamamıştı. fatih terim baktı olacak gibi değil, daldı yayına! ve hoşgeldin faslından sonra fatih hoca takımın hollanda olduğunu söyledi. tavuk çiftliği, dragao stadının yanından geçen yolun 25 metre kadar yukarısındaydı ve yayının yapıldığı platform da ters çevrilmiş bir tavuk kümesinden oluşuyordu! haldun domaç bir anda platformun üzerinde sendelemeye başladı. fatih terim ile erdoğan’ın üzerine doğru düştü. erdoğan tam dengesini kaybedip düşüyordu ki, fatih terim ikisini de tutup platformdan düşmelerine engel oldu. fatih terim, “yakaladım mı bırakmam, bizim yanımızdakiler düşmez” dedi. haldun domaç’ın canlı yayında tansiyonu düşmüş, gözleri kararmıştı. ancak yayında olduğunun da farkındaydı. ayakta güçlükle duran haldun domaç, “ben yayından çıkayım” dedi. çıktı da ama ne çıkmak! başı dönen ve fenalaşan haldun domaç, platformdan yan taraftaki dikenli çalıların üzerine kendini attı. hepimiz yerimizden fırladık, çok korkmuştuk, fatih hoca da yayını bırakıp domaç’ın yardımına koştu. yüzüstü düşen haldun domaç’ı çevirdik, hemen müdahale edip kendisine gelmesini sağlayıp su verdik. türkiye’deki yakınlarının iyi olduğunu görmesi için de kısa bir süre için yayına çıkardık.
bu olayı hatırladıkça hep dudaklarıma bir gülümseme yayılır ve gözümün önüne fatih hocanın “bizim yanımızdakiler asla düşmez” lafıyla, haldun domaç’ın yayından çıkarken, çalıların üzerine yaptığı “plonjon” gelir.