1995-96 sezonuydu. fenerbahçe şampiyonluk için trabzonspor’la çekişiyor, antalyaspor ise tarihinin en güçlü kadrolarından biriyle ligde mücadele ediyordu. ve o sezon ligin en zor deplasmanlarından biri olarak gösteriliyordu. antalyaspor şampiyonluğun en güçlü adaylarından biri; fenerbahçe’yle karşılaşacaktı ve maçı da can bartu yorumlayacak ben de anlatacaktım. çok sıcak bir gündü. anlatım yerinin üstü kapalı değildi ve maç öğleden sonraya denk geldiği için sıcak, sahadakileri olduğu kadar biz yayıncıları da etkiliyordu.
antalyaspor maçın başından itibaren fenerbahçe karşısında başa baş bir futbol sergiledi ve oyunun bazı bölümlerinde sarı-lacivertliler’den üstündü bile... maçta son yarım saate girilirken fenerbahçe köşe vuruşu kazandı. sağ kanattan kullanılan köşe vuruşunda ceza sahasına gelen ortayı aykut kocaman sol tarafıyla (koluyla ya da omzuyla) düzeltti ve sonrasında da topu ağlara gönderdi. antalyasporlu futbolcuların yoğun itirazlarına rağmen maçın hakemi nedim göklü golü verdi. maçta 61’inci dakikaydı. istanbul’dan koyu bir fenerbahçeli olmasına rağmen pozisyonda, elle müdahale olmuş olabileceğini gören spor müdürümüz kenan onuk, yönetmenimiz sevgili reha’yı aramış, pozisyonun sürekli ekrana getirilmesini ve can bartu nun da yorumlamasını istemişti. o zaman ki teknik şartlar günümüzden daha kısıtlıydı. ben kulaklıktan reha’nın her söylediğini duyuyor ama günümüzde olduğu gibi yönetmene bir şey söyleyemiyordum. reha kulağıma, “keremcim ben pozisyonu ekrana getiriyorum, can ağabey yorumlasın. kenan onuk istanbul’dan sürekli arıyor.” dedi.
can ağabey aslında hakemin golü vermesinin hemen ardından koluma dokunup beni dürtmüş ve eliyle bana “elle kontrol” anlamında bir işaret yapmıştı. reha pozisyonu ilk ekrana getirdiğinde can bartu, “sanki pozisyonda omuzla elle karışık tartışmaya açık bir kontrol var.” dedi. sonrasında da bana gökyüzünü göstererek hava çok sıcak anlamına gelen bir işaret yaptı. yine ben gidiyorum işaretini yapıp, kalktı ve anlatım yerinden gitti.
bu arada can ağabeyin ilk yaptığı yorum kenan onuk’u pek tatmin etmemiş olmalı ki yine reha’yı aramış ve “topun oyunda olmadığı anlarda sık sık pozisyonu ekrana getir gan bartu yorumlasın.” demiş. tabii reha, kulaklıktan bunu bana söylediğinde, can ağabey çoktan gitmişti bile! ben de reha’ya “yanımda can bartu yok!” diyemediğim için reha pozisyonu tekrar tekrar ekrana getirdi ve ben mecburen yorumlayıp her defasında “tartışmaya açık bir pozisyon” dedim. maç fenerbahçe’nin 1-0 üstünlüğü ile sona erdi.
sezon sonunda sarı-lacivertliler ligi trabzonspor’un iki puan önünde bitirip şampiyon oldular. 1995-96 sezonu aynı zamanda bitime üç hafta kala fenerbahçe’nin trabzonspor’u trabzon’da 2-1 yendiği maçın da oynandığı sezondur. neyse, akşam istanbul’da bizim kanalda (atv) melih şendil’in sunacağı fenerbahçe başkanı ali şen ve can bartu’nun katılacağı programda maç ve pozisyon tartışılacaktı. melih yayında antalya maçını tam anons edip maçtaki tartışmalı pozisyon diyecekti ki başkan ali şen melih’in lafını bitirmesine izin vermeden araya girdi ve “ne tartışması, ne pozisyonu kardeşim, buz gibi goldü.” dedi ve melih program boyunca bir daha tartışmanın “t” sini bile telaffuz etmeye cesaret edemedi.
ali şen programda öyle bir tavır takınmıştı ki, can bartu bile pozisyonda elle kontrol olduğuna dair tek kelime edemedi.
antalya’da programı izlediğimiz mekânda yanımda maçın yönetmenliğini yapan reha’ya dönüp “olsun dedim yarın nasıl olsa kale arkası programı var. orada erman toroğlu pozisyonda topun aykut tarafından elle kontrol edildiğini söyleyecektir.” dedim. reha gülümseyerek, “çok beklersin erman toroğlu da kesinlikle el yok diyecek görürsün” dedi. ertesi sabah istanbul’a döndük ve ben soluğu montajda “kale arkası” programını hazırlayan hüseyin kaymaz ve erman toroğlu’nun yanında aldım. erman hoca’nın kesinlikle pozisyonda “elle kontrol var” diyeceğine emin olduğum için ‘erman ağabey, aykut topu elle kontrol etti pozisyonu gördün değil mi?’ diye sorduğumda onun “ne eli kardeşim kameradan izledik pozisyonu, el-mel yok!” dediğini duyunca çok şaşırdım. ve sonra erman toroğlu’na çocuksu bir saflıkla sordum. ‘ya ağabey hani sen bize kursta demiştin ya “kamera görüntüsüne bakarak yorum yapılmaz, kamera görüntüyü yapıştırır ve insanı yanıltır. hatta bir pozisyonu yavaşlatılmış çekimle bile yorumlamak hatadır” diye “ben çıplak gözle maçı anlatırken net gördüm aykut topu elle düzeltti” dedim.
hem hüseyin kaymaz hem de erman toroğlu sözlerimden pek hoşlanmamıştı.
kendisine atılan uzun topu aykut kocaman acaba koluyla mı yoksa omzuyla mı önüne almıştı? tartışma haftalarca sürdü...
spor yorumcularının çoğu pozisyon ile ilgili net görüş belirtmedi.
aykut kocaman ısrarlı sorular karşısında, çocukluğunda jimnastikle uğraştığını o nedenle kol ve omzunu hızlı hareket ettirebildiğini, bunun da kameralara topu sanki koluyla kontrol etmiş gibi yansıdığını söyledi.
belki de o pozisyonda ben yanlış görmüş, yanılmıştım, kimbilir!