biraz merakımız, biraz da tesadüfler, bize son günlerde hafiyecilik oynattı ve dehşet verici bir gerçeğin farkına varmamıza sebep oldu.
erdal’ın birbiri ardına gördüğü sarı ve kırmızı kartların ardında, merkez hakem komitesi baskı ve korkusunun büyük payı vardı.
bilgi aldığımız kişilerin önemli bir bölümü fiilen hakemlik yaptıkları için adlarını açıklayamayacağız. ama yazdıklarımızın doğru olduğunu, olayın içindeki herkes biliyor, yarın tekzip etmeye kalksalar bile, vicdanlarında yazdıklarımızın gerçek olduğu duygusunu hep taşıyacaklar...
olaylar, fenerbahçe - galatasaray türkiye kupası ilk ayağında başladı. maçın yan hakemi cengiz demirpençe, ısrarla bayrak sallayarak orta hakem yalçın darıcı’yı yanına çağırdı. bir şeyler söyledi. daha önce erdal, yan hakeme doğru elini sallamıştı. darıcı yan hakemi dinledi ve erdal’a sarı kartını çıkardı.
olayı, yalçın darıcı'nın federasyonca istenen ek raporundan okuyoruz (ilk raporda, erdal’ın centilmenliğe aykırı hareketten sarı kart gördüğü yazılıydı. cengiz demirpençe yetkisi olmadığı halde, tarihte ilk kez federasyona «yan hakem raporu» gönderdiği ve federasyon, inanılmaz bir şekilde hukuken yok sayılması gereken bir raporu dikkate aldığı için, orta hakemden ek rapor istemişti):
«cengiz demirpençe’nin yanına gittim. bana ‘bu erdal i...sine, bu anasını, avradını s...min o... çocuğuna bir şey yap’ dedi (darıcı küfürleri, raporuna aynen geçirmiştir). erdal’ı önce ikaz etmeyi düşündüm. fakat hakeme el kol hareketini daha önce de yaptığı için bu kez ihtara karar verdim ve sarı kart çıkardım.»
görüldüğü gibi raporda, yan hakemin «erdal bana küfür etti» diye bir ifadesi yok. aksine, o erdal’a küfrediyor.. oyundan atılması isteği de yok... «bir şeyler yap» diyor, o kadar... darıcı da o ana kadar şahit olduğu olayları değerlendirip sarı kart çıkarıyor.
merkez hakem komitesinin o zamanki asbaşkanı, erdal’ı oyundan atmadığı için dancı’yı her yerde açıkça suçluyor. yetmiyor, bu yüzden ona ceza vereceğini söylüyor ve veriyor da. onun yerine gelen asbaşkan da aynı görüşte olduğunu belirleyen sözler söyleyip cezayı sürdürünce, erdal’ın kaderi çiziliyor. «ben yanacağıma erdal yansın» diyen kırmızı kartı çekmeye başlıyor...
olayları başlatan cengiz demirpençe’yi de soruşturduk. o günlerde, özel yaşantısı sıkıntılı... çalıştığı kurumda genel sekreterken, genel müdür siyasi bir tasarrufla değiştirilmiş, o da, genel sekreterlikten büro memurluğuna indirilmiş... yakından tanıyanların ifadesi bu. üstelik demirpençe, istanbul’un sahada efelik yapmaya meraklı iki hakeminden birisi. futbolculara en küçük hitapları, «ulan...» diye başlıyor. «gidin üçüncü ligde yönettikleri maçların futbolcuları ile konuşun» dediler. bu konuşmayı yapmaya vaktimiz olmadı. futbolcuların en küçük tepkilerine de çok sert kârşılık verirlermiş. yani havaya protesto için kalkan bir el, o günkü ruh hali ile demirpençe’yi deli etmeye yeterli...
bütün futbolcular rakibe, özellikle erdal’a kasap gibi girerken, bütün futbolcular hakeme itiraz ederken, erdal'a ikide birde çıkmaya başlayan kartların ardındaki gerçek işte bu. erdal’a kart göstermeyen hakem yanmaya devam edeceği için, sahada hazreti isa olamazsa, erdal da bu ülkede top oynayamayacak. futbol federasyonu başkanı ve bu sıfatla merkez hakem komitesi başkam kemal ulus'nun bilgilerine sunulur...