tarihi sınava alpay'ın inanılmaz hatasıyla yenik başladık. tuncay'ın (2) ve necati'nin golleriyle umutlandık. 84'te steller hatayı affetmedi, hayalleri bitirdi. tuncay'ın golü skoru belirledi.
henüz daha 28. saniyede hakem penaltıyı göstermişti. frei'ın önüne düşmekte olan, ergün'ün üzerinden aşırtılan topu alpay koluyla düzeltmişti. aslında biraz ilk maçtaki pozisyonu andırıyordu. hani çokça konuşulan müller'in pozisyonunu. ama hem hakem farklıydı, hem de hakemin çalabileceği bir faul yoktu ortada. frei topun başına geçti. volkan'ı terse yatırdı. daha topa ayağımızı değmeden atmamız gerekenler 4'e çıkmıştı. altından kalkılması güç bir yük. terim, bundan sonra ergün'ü sola tolga'yı göbeğe koyduğu savunmasına sürekli çıkın demeye başladı. ki bunu isviçreli gazeteciler de kolaylıkla anlamıştır. böylece selçuk savunma güvenliğini üstlenecek, emre forvetin hemen arkasına gidecek ve pas dağıtacak. serhat ve tuncay kanat hücumlarını hamit ve ergün'ün yardımıyla yapacaktı. başta 4-2-2-2 gibi dizilen ekibin, 2-4-4'le gibi dar alanda yüklenmesi hedefleniyordu. 10'uncu dakikaya kadar 3'ünü hakan'ın vurduğu 4 kafa denemesi cılız kaldı. yükleniyor görünüyorduk, ama üretim yine zayıf ve düşük kalitedeydi. kuhn'un takımı ise defansif bir 4-5-1'le kapanıyordu. eksik kalan hamit'i yeterince kullanamayışımız, ergün'ün ise zayıf kalmasıydı. bu baskı oyunundan pozisyonu bulan, bekledikleri bir kontratakla isviçre oldu. gygax soldan kaçıp kötü vurdu, karşı karşıyada. sonra tuncay çıktı ortaya. kadıköy'ün isyankarı 24'de emre'nin serbest vuruşuna savunmayı parçalayarak vurdu kafayı. yırtındı, isyan etti. onun bu hali takıma da sirayet etti. yılmış görünen seyirci ayaklandı ve isviçre sindi. emre devreye girmeye başladı. kuhn kendi hakan'ını stellert'i oyuna alıp ileride top tutan adam istihdam edinceye kadar baskı kurduk böylece. 2-2-6 gibi olduk baskıyla. sonra ise topu çıkarmakta zorlandık. ne gariptir ve ilk defa ne kutlu tesadüftür ki, tam oyun kontrolünü kaybetmişken 37'de tuncay'la golü bulduk. ikinci yarıda baskı artık elle tutulur, bıçakla kesilir hale gelmişti. normal olarak ağır ve çok pas hatası yapan savunmamız açık veriyordu. 47'de frei daha sonra 65'de de yapacağını yapıp bomboşta, karşı topu dışarı attı. bu riski almaya değerdi. son yediğimiz gol de bu yolla olsa da. 51'de serhat'ın alıp necati'nin attığı penaltı bir mucizenin kapısı gibiydi. 61'de hakan karşı karşıyada artık alameti farikası olan o golü kaçırmasa isviçre tamamen sahadan silinebilirdi. baskı savunmada açıklara rağmen iyi kuruldu. alkışlanacak kadar. ama ne yalan söyleyeyim 77'de ergün'ün direği sıyıran şutu dışında net bir şans bulunamadı. 2 dakika sonra steller volkan'ın çıkışında net bir pozisyonu gol yapamadı. emre ve necati'nin çıkışı topu artık eskisi kadar kontrol edemiyorduk, ama net şansı golü yemeden 1 dakika önce bulduk. 3 oyuncumuz birbirine girdi. dönen topu tolga taça çıkmasın diye içeri çevirdi ve yürümekte zorlanan steller yürüyerek golü attı. yıkılmış hayallere yine isyan eden tuncay oldu 88'de. tam 4 gol bulduk, grupta toplam 7 yemiş isviçre'ye karşı. ve buna rağmen elendik. ne yazık!