bugün istanbul seyircisini ilk defa seyredeceği f.c. sion, geçen pazar günü isviçre liginin en mütevazı takımı fc bâle'i mağlûp edinceye kadar akla karayı seçti. sion, kürsüde kalmak için çırpınan rakibi karşısında iki puanı mçaın bitmesine sadece üç daika kala eschman'ın hünerli ayakları sayesinde kurtarabilmişti.
böylece, daha önce isviçre lig lideri zürich'e 3-0 yenildiğinden bu yana fc sion, bir kere daha taraftarlarının ağzını yüreğine getirmiş oluyordu. ıkına sıkına kurtarılan maçlar, rakibe kolayca boyun eğiş şu hakikati ortaya koyuyor: sion takımı yorgunluktan bitkin bir haldedir. kırmızı -beyazlılar 18 günde altıncı maçlarını oynamışlardır.
bu yorgunluğun çok üstündeki hakikat da şudur: feci bir kazûnın cereyan ettiği ali sami yen stadında 25.000 ateşli seyircinin yapacağı tezahürat şimdiden sion'luları kara düşüncelere sevketmektedir.
sion'lular yatıp kalkıp şükrettikleri bir husus var: sahanın çimen oluşu. böylece pek zorluk çekmiyeceklerini ve sahaya kısa alışacaklarını ümit ediyorlar. eh inşallah diledikleri olur. yoksa, cehennem âzâbından farksız yaptıkları seyahat, futbolcuların ve antrenör mantula'nın burnundan gelebilir.
...ve her şeye rağmen isviçre kupa şampiyonuna şimdiden ikinci tur'a geçmiş gözüyle bakabiliriz. zira aradaki dört gollük handikap kapatılacak gibi değil.