sakarya atatürk stadyumu'nun ankara 19 mayıs stadyumu'na uzaklığı: 310 km.
sabah 12 arkadaşla birlikte ankara'dan sakarya’ya doğru yola çıktık. aralık’ın ilk günleri olmasına rağmen hava çok güzeldi.
maç saat 2’de olduğundan şehre varır varmaz stadyuma gittik. sakaryaspor atkılarını görüp hatıra olsun diye birer tane aldık. o an aklımda, her gittiğim deplasmandan bir atkı alıp koleksiyonunu yapma fikri yeşerdi.
bu alışverişin ardından bize ayrılan kale arkası tribününe doğru ilerledik. polisler kızlı erkekli deplasman tayfamızı görünce önce afalladılar sonrasında da bizi demir barikatlarla çevrili deplasman tarafına aldılar. bilet gişesinde görevli yoktu. bir süre bekledik ama kimse gelmeyince polislerden biri “benimle biri gelsin, gidip ev sahibi gişesinden alalım” dedi. ben gönüllü oldum ve onunla yürümeye başladım. kısa yolculuğumuz sırasında önce bana ankara ile ilgili sorular sordu ardından da her hafta olay çıktığı için futboldan artık nefret ettiğini anlattı. elimden sadece “umarım düzelir” demek geldi…
gişeden biletleri aldıktan sonra arkadaşların yanına döndüm. turnikenin önünde bir sürü fotoğraf çekildikten sonra içeriye giriş yaptık. stadyum orta halli, standart bir şehir stadyumu gibiydi.
tribünde de bir sürü fotoğraf çektirip geyik yaptık. ardından takımlar sahaya ısınmaya çıktılar. sonrasında da maç başladı.
kalede gökhan, gerinin solunda eren, ortada traore yerine adem dursun-risp ikilisi ve sağda kaptan erkan özbey. orta alanda geçen haftanın dörtlüsü, mehmet çakır, engin baytar, kerem şeras ve draman. ileride okan öztürk ve ısaac onbiriyle oyuna başladık.
maçın ilk yarısında oyuna ağırlığını koyan ekibimiz engin-kerem ikilisinin orta alandaki güzel oyunu ve özellikle engin'in şık pasları sayesinde iyi ataklar geliştirdi. bu ataklardan birinde engin'in soldan geriye doğru çıkarttığı topa, ceza alanı dışından mehmet çakır'ın enfes vuruşu ile ekibimiz öne geçirirken bizler tribünlerde havalara fırlıyorduk. 2. deplasmanımda ilk galibiyetimi yaşayacağımı düşlemeye başlamıştım bile. golden birkaç dakika sonra yine engin'in harikulade pasında kaleci ile karşı karşıya kalan ısaac'in ayağından çok önemli bir gol kaçırdık ki bu gol olsa zaten lig başından beri gol üretmekte zorluk çeken sakaryaspor (bizim maçımıza kadar 15 maçta sadece 8 golleri vardı) maçından çok rahat 3 puanla dönebilirdik.
ikinci yarıya kötü bir sürprizle başladık. ilk yarıda çok acemice bir sarı kart gören draman'ın, ikinci yarının başında gördüğü ikinci sarı kartın ardından oyundan ihraç edildi. 10 kişi kaldıktan sonra sakaryaspor "net" pozisyon üretemese de baskısını sürekli arttırdı ve sonucunda capurro’nun uzaktan bir şutuyla beraberliği yakaladı.
bu dakikadan sonra sanırım tek önemli pozisyonumuz çakır'ın serbest vuruşunda sakaryaspor kalecisi martinez'in çevirdiği topa erhan'ın şutu idi. ama rakip defans topu çıkartmayı başardı. maç 1-1 beraberlikle sonuçlandı ve ben deplasman kariyerimdeki ilk puanımı kazanmış oldum.
kendi adıma, acemice gördüğümüz bir kırmızı kart sonucunda sakarya'dan 1 puan aldığımıza sevineceğime 2 puan bıraktığımıza üzülüyorum. puan cetveline bakınca biraz daha üzülüyorum.
son 4 maçta 10 puan çıkartarak ligde altıncılığa yerleştik ve lig ikincisiyle aramızda sadece 3 puan var. umarım son hafta antalyaspor maçından galibiyetle ayrılarak, üstümüzdeki takımların olası puan kayıplarıyla birkaçını geçerek ligin ilk devresini zirveye biraz daha yakın tamamlarız.
maçta iki de tatsız olay yaşandı. kalecimiz gökhan tokgöz'ün yanlışım yoksa annesi ve babası da tribünde bizlerle maçı izliyordu. maçın sonlarında doğru zaman geçiriyor diye sakarya tribünleri hep bir ağızadan gökhan'ın annesine saydırmaya başladı. bunun üzerine uzun süre utancımızdan ne yapacağımızı şaşırıp kalmıştık!
ayrıca yine maçın sonlarına doğru yanımızda yer alan sakarya tribününden ufak taşlar üzerimize fırlatılmış ve biz de siper alarak maçı sonlarını izleyebilmiştik!
dip not: sakarya atatürk'ten önce gördüğüm 4 stadyum sırasıyla şunlar: ankara 19 mayıs, cebeci inönü, mudanya ilçe, beşiktaş inönü.