dağhan ırak'ın "hükmen yenik!: türkiye'de ve ingiltere'de futbolun sosyo-politiği" kitabından;
türkler futbolla tanışıyor
her ne kadar izmir, günümüz türkiyesi topraklarında futbolun oynandığı ilk yer olsa da müslüman türklerin futbolla tanışması daha ziyade istanbul’da gerçekleşir. belki bu dönemde izmir, istibdatın etkilerinden daha uzak ve futbolla da daha içli dışlı olduğu için türklerin futbola girişi adına daha uygun bir yer gibi gözükebilir. ancak futbolun türkiye’ye britanyalılar tarafından getirildiği ve ilk olarak bu ülkenin tüccarları tarafından oynandığı düşünüldüğünde, osmanlı türkleri arasında futbola erişimi olanların ancak ingilizce bilen ve britanyalılarla iş ilişkisi olan bir elit grup olduğu anlaşılır. böyle bir türk elit, söz konusu tarihte izmir’de bulunmamaktadır. ege burjuvazisi büyük oranda rumlardan ve diğer gayrimüslimlerden oluşmuş, türkler genelde tarımla uğraşmışlardır. dolayısıyla izmir’deki türklerin britanyalılar ile teması son derece sınırlıdır. bu genellemenin dışında tutulabilecek, izmir amerikan koleji öğrencileri gibi gruplar ise 1900’lerde futbol oynamayı denemiş ama yerel yönetimin baskısıyla okullarında ceza almaktan kurtulamamışlardır.
diğer yandan istanbul’da futbol, izmir ve selanik’tekine kıyasla geç başlamasına rağmen, organizasyon anlamında çok daha hızlı mesafe katetmesini şöyle açıklayabiliriz: izmir ve selanik’te futbol ortaya çıkmadan önce güçlü bir spor kültürü zaten mevcuttu. futbol şehre geldiğinde panionya ve apollonya örneklerindeki gibi yerel organizasyonların içine katıldı. şehre futbolu getiren britanyalılar onun organizasyonuna çok fazla karışamadı. dolayısıyla, britanya’da kupa ve lig usulü futbol organizasyon sistemi yerine antik yunan geleneklerine dayanan olimpiyat benzeri spor organizasyonları baskınçıktı. yine de futbolun türkiye’deki öncülerinden james lafontaine izmir'den istanbul’a geçmeden hemen önce, 1899'da bir lig kurmayı başardı ve bu lig cumhuriyet kuruluncaya kadar oynandı. tabii bu esnada izmir’deki ilk futbol maçından beri tam yirmi beş senenin herhangi bir lig olmadan geçtiğini görmek gerekir.
lafontaine, izmir’deki spor kültürünün olmadığı istanbulda, horace armitage ile beraber çok daha organize bir lig sistemi kurmayı taşardı. istanbul'daki koşullar lig kurmaya çok daha uygundu ve britanyalılar yerel müdahale olmadan hemen bir lig oluşturdu. bu sırada şehrin ilk futbol kulübü cadi-keu (kadıköy) kurulalı daha bir yıl olmuştu. bu kulüp, armitage ve lafontaine tarafından rum gençlerinin katılımıyla ortaya çıkmıştı. moda, elpis, imogene gibi kulüpler cadi-keu'ü izledi.
konstantiniye futbol ligi 1903’te bu dört kulübün katılımıyla düzenlendi. ilk ligin şampiyonu britanya büyükelçiliği'nin gemisinin takımı imogene oldu. takıma, lige katılan her oyuncudan toplanan 27 kuruşluk katılım bedeli karşılığı ingiltereden getirtilen şilt takdim edildi. şildin on yıl sonunda en çok şampiyonluğu olan takıma armağan edilmesi planlanmıştı.
dipn not: cadikeuy'un siteye kayıtlı en eski maçına yazdım.