* ince düdükler... havai fişekler... kapsül tabancaları... bir gürültü bir curcuna... düşünün bir kere tam 30 bin kişi bağırıyor. çağırıyor... bir ara kendimizi bayram yerinde zannettik... sonunda anderlecht tam beş gol atınca, türk kafilesinden biri, «adamlar sanki galip geleceklerini evvelden biliyorlardı. keşke o zaman biz de biraz eğlenseydik, somurtmaktan bir hal oldum» demekten kendisini alamadı.
* her mağlûbiyetten sonra bir mesûl aranır. bu defa kabak hold’un başına patlayacak galiba. zira fenerbahçe'n idarecilerin ifâdesine göre, istanbul'a döner dönmez antrenör konusu ele alınacakmış.
* mağlûbiyete üzülenlerin basında gelen birol, ayrıca oynatılmayışından da çok mütecasir olmuş. beşinci golü yedikten sonra genç futbolcu, «ne kadar dinç olursak olalım, iyi olsak yorsun olsak, adamlar müthiş birader, bundan fazlası da yapılmazdı.» dedi.
* gecen hafta valin'de çıkardığı maçtan sonra tenkide uğrayan bergholz, bu defa tenkid edilemeyecek. zira, hollanda'dan transfer edilen şöhretli futbolcu, f. bahçe defansını hallaç pamuğu gibi attı. anderlecht'li idareciler, «kendisine ödediğimiz parayı haketti çocuk, bravo» dediler.
* oscar hold, maçtan önce, «benim için en büyük problem, kafamdaki düşünceyi çocuklara aynen aktaramıyorum» derken, maçın da çok daha farklı olabileceğini söylemekten kendisini alamadı.
* geçen yıl, amsterdam'daki maçı seyreden bir hollanda'lı gazeteci, tarafsız bir gözle maçın tenkidini yaptı ve sonra da şunları söyledi:«bizim şampiyon sizi 3-1 yenmişti. fakat, anderlecht takımı öyle muazzam bir takım ki ben bile hayran kaldım. biz fenerbahçe’yi yendiğimize çok sevinmiştik. fabu anderlecht de bambaşka bir takım
* maçı, 3000 kadar türk isçisi üzüntü ile tâkip etti. stadın üç yerinde kümelenen türkler, bayraklarla f. bahçe'yi bol bol tesçi ettiler ama sonunda hepsi başları öne eğik parc astrid’i terk ettiler.