sion: 5 - g. saray: 1 - anderlecht: 5 - f. bahçe: 1
tam 10 gol yedik
bir köy takımı hüviyetinde gözüken sion karşısında mesuliyetsizlik içinde bocalayan g. saray kolay teslim oldu. tek golü tarık attı
necmi tanyolaç sion'dan bildiriyor
galatasaray avrupa kupa galipleri kupasının ilk tur eleme maçında isviçre şampiyonu sıon’a 5-1 mağlûp olmuştur. 5-1’lik yenilgi... dile kolay bu... sarı-kırmızılılar, milân’a, inter’e, juventus’a, real madrid’e veya avrupa’nın herhangi bir kalburüstü takımına bu netice ile yenilmiş olsalardı doğrusunu söyleyelim ki üzülmezdik. ama, sion kim?
isviçre’nin lalettayin bir köy takımı ve netice korkunç.. yüz kızartıcı.. utanarak sion sahasını terkettiğimizi açıklamak isterim. eğer türk takımlarının kuvveti buysa ve bir kasaba takımına yüzükoyun hemen uzanıverip yatacak kadar mes'uliyetsizlik içerisindeyseler, o halde karar alalım ve hiçbirini beynelmilel temaslara göndermeyelim. bunca yıldır galatasaray’ı muhtelif resmi ve hususi maçlarda, yurt dışındaki maçlarda seyrettim. aczi, zorum suzluğu ve neticeyi umursamaz hali karşısında bu defa donup kaldım. galatasaray için dünkü müsabakadan sonra söylenecek hiç bir şey yok. her hali ile iflâs etmiş bir takım. bir tek adam didindi sahada, o da ismi şöhrete çıkmayan mütevazi kaleci bülent. ne yaptı onun dışındakiler? sadece ilk devre biraz gayret gösterdiler ve oyunu başabaş götürdüler, ondan sonra rakibe ellerini kaldırarak teslim oldular.
sarhoş gibi
bahri ve ismet'in âciz kalışı, fizikman kuvvetli, teknik bakımdan terkos suyu kadar hafif olan sion'luların amansız hücumları adeta, sarhoşa çevirmişti, galatasaraylı futbolcuları... halbuki ilk devrede maçı başabaş götürmüşlerdi. talât’ın yanından sıyrılan eischann, golü attığı zaman saatler 12. dakikayı gösteriyordu. galatasaray buna tam 43. dakikada tarık’ın ayağından mukabele etti. tarık son yıllarda belki de hayatının en güzel golünü kaydediyordu. 90 dakikalık oyunda yapıp yapabildiği tek şey de bu oldu. ümitlenmiştik doğrusu deplâsmanda bir gol iki gol yerine geçtiğine göre, eh; istanbul'da bir şey yapabiliriz diyorduk. vay, vay, vay, meğer bizi çok acı bir sürpriz bekliyormuş.
ikinci yarı, majino bozgununa benzedi. beş dakika içinde eischmann ve quentin ikinci ve üçüncü golleri kaydediverdiler. altık bütün galatasaraylı futbolcular sahada bir gölge gibi dolaşıyorlardı. bu halden değil amatör bir ruha sahip olan sion istanbul’un alalâde bir semt takımı faydalanabilir ve gol sayısını yükseltebilirdi. nitekim nasip buymuş. stockbauer, dört ve beşinci golleri sıralayarak galatasaray'ın hezimet ilâmını imzalayıverdi. sionlular memnun sahadan ayrılıyorlardı. onlar da bu farklı galibiyete hayret etmişler. biz ise, bu hazin tabloyu ve galatasaray’ın, sion sahasından boynunu bükerek ayrılışını kendi tabutumuzu takip edermişcesine üzüntüyle seyrediyorduk...