* gerçekten kantonlar memleketi isviçre kupa şampiyonluğunu ele geçirmek sion için büyük bir başarı sayılmalıydı. 14 kantonun en fakiri bu kanton. ancak, zenginin fakiri demek lâzım. valais kantonu burası. etrafı dağlarla ve dağların eteklerindeki bağlarla çevrili sempatik, şipşirin, temiz yüzlü insanlaraın yasadığı bir yer. 20 bin nüfusu var bu kantonun ve 15 bin kişilik de bir stadyomu. ve biri antrenör oyuncu olmak üzere de 12 kişilik bir takımı var sion'un. balais'liler deli gibi seviyorlar sion'u. kırmızı - beyazlı takım maçlarda özel şekilde tesçi ederlermiş. tabii bu geceki maçı görmek için lozan'dan ve civar yerlerden gelecek sion taraftarlarını da hesaba katmak lâzım.
* galatasaray kafilesi çok neşeli. gittikleri her yerde attıkları kahkahaları ve gülüşmeleri duymak mümkün. bu arada takımın iki asker oyuncusu talât ve uğur birbirlerine takılmadan duramıyorlar, talât sivas'da askerlik yapan uğur'a, «sivas'dan sion'a» diye bir de türkü bestelemiş...
* türkü bahsinden açılmışken bu konuda galatasaray kafilesinin önderleri bir «yapışık kardeşler düeti» var... bunlar bahri ve ergün. her fırsatta beraber türkü ve şarkı söyliyen bu iki futbolcu, ya arkadaşları «şen kardeşler» adını takmışlardır.
* sarı - kırmızılı kafilesinde bir de sofu bulunmakta. her an allaha dua eden bu sofu adam galatasarayın yeni transferi k. mustafa. takım arkadaşları da mustafa’nın geleceği okuduğuna o kadar inanmışlar ki sık sık genç futbolcuya «maçın neticesi ne olacak?» diye sual soruyorlar.
* başvekili olmayan, kantonlar la yönetilen, cumhurbaşkanı her sene değişen isviçrede değişmeyen tek şey futbol... bu futbol, oldum olasıya bize ters gelmiştir. inşallah galatasarayın işi bu gece ters gitmez...