o sezon, son maçlardan önceki tabloya bakalım: galatasaray’ın attığı 66, yediği 21, averajı 45... beşiktaş’ın attığı 65, yediği 22, averajı ise 43... galatasaray’ın hem 2 gol artı averajı, hem de gol fazlası avantajı vardı. son maçlarda, galatasaray ankaragücü’ne 2 fark yapsa, beşiktaş’ın gençlerbirliği’ne 5 fark yapması gerekiyordu. yani averaja ihtiyacı olan beşiktaş’tı.
ama oyle bir ortam yaratilmaya calisildi ki yillarca sanki galatasaray’in sampiyon olmasi icin ankaragucu’nu 0-8 yenmesi gerekiyormus gibi bir sonuc cikti.
yukaridaki averaj durumundan da anlasilcagi uzere galatasaray 2 farkla yense besiktas’in 5 farkla yenmesi gerekiyordu. bu durumda galatsaray 2-0 yense besiktas 5 farkla kazansa besiktas’in sampiyonlugu ak sut gibi helal olacakti, kimse saibe konusmayacakti. tabi, koskoca, anli sanli besiktas klubu hic sike yaparmiydi?
bu mac ile ilgili baska bilgiler;
galatasaray, o sezon ankaragücü’nü istanbul’da 3-0, ankara’da, ligin son maçında 8-0 yendi. 11 gol attı, hiç gol yemedi. averajla şampiyon oldu... beşiktaşlılar’a göre, ’şaibeli şampiyon’ oldu. * * * beşiktaş, o sezon ankaragücü’nü istanbul’da 4-0, ankara’da, ligin bitimine haftalar kala 6-0 yendi. 10 gol attı, hiç gol yemedi. averajla ikinci oldu... yine beşiktaşlılar’a göre, ’şerefli ikinci’ oldu.
10 gol atip hic gol yemeyen besiktas alninin akiyla, 11 gol atip hic gol yemeyen galatasaray saibe ile atiyor bu golleri.
22. hafta (13-14 mart 1993) ankaragücü sk - beşiktaş jk istanbul : 0-6 altay sk izmir - kocaeli sk izmit : 1-2 aydın sk - fenerbahçe sk istanbul : 0-2 trabzon sk - bursa sk : 3-0 konya sk - gençlerbirliği sk ankara : 1-1 gaziantep sk - kayseri sk : 2-1 sarıyer sk istanbul - karşıyaka sk izmir : 3-0 galatasaray sk istanbul - bakırköy sk istanbul : 3-0
24. hafta (3-4 nisan 1993) trabzon sk - kocaeli sk izmit : 0-1 bursa sk - fenerbahçe sk istanbul : 2-1 galatasaray sk istanbul - gaziantep sk : 3-0 aydın sk - beşiktaş jk istanbul : 1-1 altay sk izmir - gençlerbirliği sk ankara : 2-0 konya sk - kayseri sk : 0-0 ankaragücü sk - karşıyaka sk izmir : 0-5 sarıyer sk istanbul - bakırköy sk istanbul : 0-1
27. hafta (9 mayıs 1993) beşiktaş jk istanbul - fenerbahçe sk istanbul : 2-0 karşıyaka sk izmir - trabzon sk : 3-2 gençlerbirliği sk - ankara bursa sk : 2-2 bakırköy sk istanbul - altay sk izmir : 1-0 gaziantep sk - ankaragücü sk : 1-2 sarıyer sk istanbul - konya sk : 3-0 kayseri sk - aydın sk : 1-1 kocaeli sk izmit - galatasaray sk istanbul : 0-0
30. hafta ( 30 mayıs 1993) ankaragücü sk - galatasaray sk istanbul : 0-8 aydın sk - sarıyer sk istanbul : 2-0 beşiktaş jk istanbul - gençlerbirliği sk ankara : 3-1 trabzon sk - gaziantep sk : 6-2 fenerbahçe sk istanbul - kayseri sk : 3-2 kocaeli sk izmit - karşıyaka sk izmir : 0-0 bursa sk - bakırköy sk istanbul : 3-0 altay sk izmir - konya sk : 2-1
bunun yaninda zalad isimli kaleci , bu macta ilk yarida gorev alip 4 gol yemistir.
ayni ankaragucu’nun o sezon karsiyaka’ya 7-0, besiktas’a 6-0 yenilmesi sadece tesaduflerden ibarettir :)
1992/93 sezonunun son maçında averajın belirleyeceği şampiyonluğun iki adayının da ankaralılarla karşılaşıyordu. gençlerbirliği son haftaya girerken dört-beş as oyuncusunu kadro dışı bırakıp maça üçüncü kalecisiyle çıkmıstı. son haftada gençlerbirliği ıstanbulda beşiktaşa sadece 3-1 yenildi, ankaragücü ise ankara;da galatasaray;a 8-0 gibi spektaküler bir sonuçla mağlup oldu.
fakat o zamanki olaylarda diger bir ilginclik , mactan sonra o zamanlar genclerbirligi sonradan fenerbahce formasini giyen kemalettin isimli futbolcunun bir gazeteye* ’besiktas maci satin almisti biz vermedik,bunu goren antrenorumde beni 2.yari da oyundan aldi’ seklinde aciklamada bulunmasidir.gercektende macin ilk yarisi 1-1 iken , mac 3-1 sona ermistir.bu da unutturulmak istenen,hic uzerinde durulmayan bir hadisedir.
yine ayni site’de buldugum ilginc bir zalad roportaji;
10 yıl önce yaşanan bu olayların üzerindeki sis bulutları bir türlü dağılmadı. herkes a.gücü kalecisi zaladın 8 golün hepsini yediğini belleğine kazıdı ve yugoslav kaleciyi şikecilikle suçladı. ne zaman şike olayları konuşulsa rade zalad ismi gündemin ilk sırasına taşındı. o ise 10 yıldır hiç konuşmadı ve belgradtaki sakin yaşantısına devam etti. son iki yıldır sırbistan karadağ ümit milli takımının kaleci antrenörlüğünü yapan zaladı uzun uğraşlar neticesinde belgradta bulduk. konuşmaya razı edene kadar epey ter döktük; ama ağzını açtığında da anlattıkları karşısında küçük dilimizi yutmamak için kendimizi zor tuttuk. 1986da eskişehirsporla türkiye serüvenine başlayan, iki sezon beşiktaşta harika performans göstermesine rağmen a.gücüne gönderilen ve o unutulmaz g.saray maçından sonra ülkeyi terk eden kaleci zalad, şike olaylarından sinan engine, beşiktaştan aldığı teşvik primi teklifinden, 100. yıl formasında isminin neden yer almadığına kadar her şeyi sporvizyona anlattı.
sizi türkiyeye prekazi mi getirmişti?
1986 senesinde ben priştina takımında kiralık olarak oynuyordum. prekazi de g.alatasaray’a transfer olmuştu. bir gün ailesini ziyaret için yugoslavyaya gelmişti. zaten biz prekazi ile 8 yıl partizanda oynadığımız için çok iyi arkadaştık. bana türkiyeye gelmek isteyip istemediğimi sordu. sonra da eskişehirspordan teklif geldi.
beşiktaşa geçişiniz milutinoviç sayesinde mi oldu? eskişehirsporda çok iyi bir sezon geçirdikten sonra beşiktaşa transfer oldum. ancak ben geldiğimde milutinoviç gitmiş, yerine gordon milne gelmişti. beşiktaşta iki sezon üst üste 2. olduk. türkiye kupası finalinde f.bahçeyi ferdinandın attığı golle yenip kupayı kazandık. 1989-90 sezonunda ise ankaragücü ile anlaştım ve 1993e kadar ankarada oynadım.
1992-93 sezonunun son haftasında g.saray ile ankarada oynadığınız ve 8-0 yenildiğiniz maçı hatırlıyor musunuz? hatırlamaz olurmuyum. 20 yıllık profesyonel futbol yaşantımı o maçta noktaladım.
neden? g.saray maçında ilk yarı oynadım ve 5-0 öndelerdi. hocamız tınaz tırpandı. ilk devre bitti, soyunma odasına girdik. ben eldivenlerimi çıkartıp tınaz hocaya verdim ve, hoca buraya kadarmış. herkese teşekkür ediyorum. güzel günlerim geçti; ama yarın gazetelerde bu maçla ilgili iğrenç yorumlar yapılacak. ben futbolu bırakıyorum dedim. 2. yarıda kaleye arif geçti. 3 tane de o yedi. ama herkes o 8 golü benim yediğimi zannediyor.
peki, o maçtan önce hiç şike teklifi geldi mi? kesinlikle almadım. ama g.saray maçında ben takımdaki hiçbir arkadaşımı suçlamıyorum. keşke ben o gün 4 penaltı kurtarsam, harika oynasam ve maçı kazansaydık. ben hâlâ o maçı düşünüyorum. şimdi beşiktaşın menajeri olan sinan engin de a.gücünde oynuyordu. bana g.saray maçından önce geldi ve, eğer sen bu maçta iyi oynarsan seni beşiktaşa kaleci antrenörü olarak alacaklardedi. ben de ona, “bana ne kaleci antrenörlüğünden dedim.
neden a.gücü o kadar kötü oynadı? biz g.saray maçından önceki dört haftada üç galibiyet almış ve ligde kalmayı garantilemiştik. özellikle sarıyeri yendikten sonra bütün takımda bir rehavet oldu. as oyuncuların çoğu ufak tefek bahanelerle idmanlara çıkmıyordu. kendilerini hiç zorlamadılar. zorladıklarında da adale çekmesini bahane edip idmanı bıraktılar. ayak tenisi oynayıp maçı bekliyorlardı. zaten g.saray maçından önce de tüm basın bu maçta şike olacağını yazarak gündem oluşturmuştu. biz o maçı 2-0 kaybetsek de şike konuşulacaktı.
yani, o maçtan önce takım arkadaşlarınız iyi hazırlanmadılar. evet. ben 10 yıldır kendi kendime,çok aptalmışım.” diyorum. çünkü ben de sakatım deyip kulübede oturabilirdim. ama ben futbolu çok seviyordum. diğerleri gibi idman yapmamazlık etmedim. sahaya çıkanlar sahtekâr oldu, çıkmayanlar aslan oldu.
kadroda sen, sinan engin ve fikret vardı. üçünüz de beşiktaşta oynamıştınız. evet. sinan zaten birkaç hafta önceden beri sakattı. fikret de o hafta sakatım dedi. biz zaten beşiktaş şampiyon olsun istiyorduk.
beşiktaşı tutuyordunuz yani. tabii ki. ben hâlâ beşiktaşı tutuyorum. onlar geçen sene şampiyon oldular, ben çok sevindim.
peki, sizin için 10 yıldır şike suçlaması yapılıyor. neden bugüne kadar hiç konuşmadınız? kimse bana sormadı ki. hep kendi bildiklerini yazdılar. ben beşiktaşlıyım. beşiktaşta tam 120 maç oynadım. ben hiçbir zaman bu konulara girmek istemedim. çünkü 1986da g.saray-eskişehir maçında prekazi bana gol atmıştı, o zaman gazetelerde, prekazinin çocukluk arkadaşı olduğu için gol yiyor diye yazılar yazılmıştı. ya kardeşim prekazi, kariyerinde yüzün üzerinde frikik golü attı. monacoya da orta sahadan attı. o zaman monaconun kalecisi de mi şike yaptı?
g.saray maçında yediğiniz gollerde hatanız yok muydu? daha 35. dakikada 5-0 olmuştu. belki 5. golde daha iyi hamle yapabilirdim. orta saha çizgisini biz belki de hiç geçemedik. g.saraylı futbolcular orta çizgiyi geçtiklerinde benimle karşı karşıya kalıyorlardı. ama ben hayatım boyunca o maçta oynayan futbolcu arkadaşlarımı suçlamayacağım. ben hata yapabilirim ama 20 yıllık futbol hayatım boyunca kötü niyetle sahaya çıkmadım. maç 5-0 olduğu anda çok fena oldum. çünkü yarın türkiyede neler olacağını biliyordum. onun için devre arası futbolu bırakma kararı aldım.
ben de buraya gelirken sizin için biraz önyargılıydım işin açıkçası. türkiyede 7 yıl oynadım. en iyi yabancı kaleci seçildim, en az gol yiyen kaleci olarak sezon bitirdim. eskişehir, beşiktaş ve a.gücünde üç tane başbakanlık kupası kazandım. geriye dönüp baktığımda yaptıklarımla gurur duyuyorum. çünkü yüzde bir milyar biliyorum ki ben hiçbir zaman yanlış bir şey yapmadım.
sana karşı türk medyası neden cephe alsın ki? o dönemlerde yugoslavyada savaş çıkmıştı ve türkiyedeki gazeteler benim aleyhimde çok politik haberler yapıyordu. benim çocuğum ankarada doğdu. türkiyeyi kendi ülkemden ayırmıyorum. ama benim aleyhimde, sırp askerlerine yardım yapıyor. silah alıyor diye de yazdılar. benim müslümanlara karşı en küçük bir saygısızlığım ve kötülüğüm mü oldu ki? olmadı.
100. yıl anısına yaptırılan ve beşiktaşta forma giymiş bütün futbolcuların isimlerinin yazılı olduğu formada sizin adınız yoktu. hayatım boyunca en büyük acıyı o gün çektim. bunu kim yaptıysa günahını da o çeksin. ben beşiktaş formasıyla tam 120 tane maç oynadım. bunlar tarihte yazılı. ben o dönemde ligde en çok maç oynayan yabancı oldum. iki yıl boyunca bir dakika bile eksiğim yok. bütün maçları oynadım. bunu yapan yöneticiyi de biliyorum. ben beşiktaşta oynarken g.saray maçlarında prekazi ile selamlaşamıyordum. çünkü o zamanlar yönetici olan insan beni şike yapmakla suçluyordu. sinan engin de a.gücündeydi ve bütün olup bitenleri biliyordu.
türkiyede ne zaman şike olayları konuşulsa hep sizin adınız gündeme geliyor. peki, sinan engin tüm olup bitenleri neden hiç açıklamadı? açıklamıyor, çünkü şu anda beşiktaştan ekmek yiyor. nasıl olsa zalad 2 bin kilometre uzakta, duymaz, görmez zannediyor, ondan konuşmuyor. sinanla her zaman iyi diyaloglarım oldu. geçen sene o formalar yapılırken sinan konuşabilirdi; ama yönetimle karşı karşıya gelmek istemedi. üç-beş maç forma giyenlere saygı gösteriyorlarsa, benim 120 maçıma daha çok saygı duymaları gerekirdi.
hiç şikeyle karşı karşıya geldiğiniz olmadı mı? 1990-91 sezonuydu. f.bahçe ile beşiktaş çekişiyor. a.gücü de f.bahçe ile istanbul’da oynayacak. o hafta da annem ve kayınvalidem belgradtan geliyordu. onları karşılamaya gittim. sonra da beşiktaşlı olan çok iyi bir dostumla yemek yedik. yemek esnasında ismini veremeyeceğim dostum bana o dönemler beşiktaşın popüler yöneticilerinden birinin çekini uzattı. çekin üzeri boştu. dostum, eğer f.bahçe maçında iyi oynayıp gol yemezsen, çeki kendin dolduracakmışsın dedi. yemek masasında daha çorbalarımızı içiyorduk ve ben hanımla anneme,kalkın, toparlanın, hemen ankara’ya gidiyoruz dedim ve çeki yırtıp attım. ben paramı kulübümden alıyorum. söyle o yöneticiye o parayı kimsesiz çocuklara versin. deyip ankaraya döndüm.