ilk basımı 2008 yılında olan harun çelik'in "bize her yer trabzon" kitabından;
trabzon hikâyeleri aslında biraz da gurbet hikâyeleridir. trabzonlular her ne kadar uzağa gitseler de toprağından ruhuyla ve kültürüyle hiç kopmayan insanlar değil midir? nereye gidersek gidelim, hem horonumuz, bir silahımız, bir de trabzonspor 'umuz değil midir yürek heybemizde taşıdığımız? ali kul 'u dinleyelim.
rakip takımın taraftarları, lütfen gol olunca sevinmeyiniz
hayata gözlerimi açtığım yıllar karadeniz fırtınasının, istanbul takımlarını yıkıp geçtiği dönem idi.. fırtınanın dindiği yıllarda ise aileden alınan kararla gurbet yolu görünmüştü. memleketten kopup gidiyorduk, trabzonspor'dan kopuyorduk. 1987 yılında bursa'ya geldiğimizde sülalenin yüzde sekseninin burada yerleşmiş olduğunu görmüş ve durduğumuz mahalleye neden yıllarca, her ne kadar türk olsak da, "lazlar mahallesi" denildiğini anlamıştık. memleketten kopmuştuk ve oralara yılda bir tatil amaçlı gider olmuştuk. 91 yılında, memlekete giderken, trafik kazası sonucu babamı kaybettim.
yıllar sonra bendeki trabzonsporlulugu fark edenler, bunun babadan oğula geçtiğini düşünmüşlerdi. memleketten iyice kopmuştuk ama çocukluğumun geçtiği mahallede trabzonspor'dan kopamıyorduk. maçlar "huzur kıraathanesi" nde izlenir, mahallede trabzonspor'dan başka takım konuşulmazdı. yıllar ilerledikçe mahalleye göçler arttı. trabzonspor'un derbi maçlarını huzur kıraathanesi'nde izlemeye gelen rakip taraftarlara maç öncesinde, en önde oturan şenol ağabeyimiz uyarıda bulunurdu: "rakip takımı tutanlar, gol olduğunda lütfen sesinizi çıkartmayın. "maçları bu ikazdan sonra izlerdik ancak. 96 yılında fenerbahçe'nin şampiyonluğu hırsızlama çaldığı maçtan sonra dikkaldırım ölü sessizliğine bürünmüş, mahallede azınlık durumundaki fenerbahçe taraftarları maç bittikten sonra hiçbir eğlence yapmadan evlerinin yolunu tutmuşlardı. nasıl ki trabzon'da hiçbir istanbul takımının taraftarı şampiyonluk kutlayamaz, hatta bunu aklının kıyısından bile geçiremezse, burada da durum böyleydi, bizim bulunduğumuz mahalle adeta bir küçük trabzon'du... o yüzden fenerliler de kutlama yapmayı düşünmediler bile. yıllar sonra bu kadar yaklaştığımız şampiyonluğun gidişi çocukluk dönemimde hafızama kazınmış ve trabzonspor'a daha da bağlanmıştım...