kupayı «kazanarak» almak bir zaferdir. bunu kutluyoruz galatasaraya... maç kazanmak da bir zaferdir, bunu da kutluyoruz sarı - kırmızıya... hele fenerbahçeyi yenmek... bunu da kutluyoruz.
ama bu maça -ve dört gollük feriköy maçına- bakıp galatasarayın toparlandığı hükmünü vermek için vakit erkendir. çünkü dün geceki kadrosu, dizilişi ve oyunu ile fenerbahçe, üç gün sonraki beykoz maçını da zor kurtarır. kadrosu, dizilisi ve oyunu değişmezse tabii... hele anderlecht!. oooooo...
gol atmak ve maç kazanmak için ne yapacağına sanki henüz karar verememiş gibi görünen fenerbahçeyi bir tarafa bırakalım. galatasarayın bütün maç boyunca gösterdiği tek şey, rakibinden daha fazla «didinmek» oldu. bir de metin'in top aldıkça uzattığı gollük paslar... ve naci tabii. yalnız dalmayan, sıçramayan, oyuna girmeyen bir forvet beşlisi karşısında naci'nin üstünlüğü de herhalde gözde büyütülmemeli.
özeti şu ki bu maçın: galatasaray kupayı aldı. fakat her iki takım da «küçük» sayılan dişli rakipler önünde çok terliyecekler türkiye liginin ilk haftasında.