sevinç içindeki g. saray'ın soyunma odasından son günlerin modası haline gelen bir şarkının, değiştirilmiş melodileriri yükseliyordu. türkiye kupasını üçüncü defa kazanmağa muvaffak olan sarı - kırmızılı takımın antrenör - meneceri gündüz kılıç, «herkes mevsim başından beri konuştu. biz gene susup, çalışacağız» dedi ve sonra basarının galatasaraylı futbolculara ait olduğuna işaret ederek konuşmasına söyle devam etti:
«galatasaraylı futbolcular kulüplerine bir kupa daha hediye ettiler. bu kupayı hediye ederken de galatasaraylılıklarını buldular. bütün galatasaraylıları tebrik ederim. çok mes'udurz.»
kaptan metin'in konuşması
sarı - kırmızılı takımın kaptanı metin oktay ise, «bundan sonra galatasaray, taraftarlarını sevindirecektir.» demiştir. bu mevsim mithatpaşa stadında ilk defa görülen ve penaltıdan attığı golle sarı - kırmızılıları şampiyon yapan oktay, kendi oyunu hakkında şunları söylemiştir: «- ilk başta iyi idim. sonra ağırlaştım. ayağım şişti ve kanama yaptı. bu da oyunuma faciası ile tesir etti.»
hold, «sanki cenaze taşıyordunuz»
fenerbahçe soyunma odası maçtan sonra tam bir ölüm sessizliğine bürünmüştü.
ağlamakla ağlamamak arası bocalayan sarı - lacivertli futbolcular, bir yerde kötü oynadıklarını da kabul edecek medeni cesareti gösteriyor, sonra da hayıflanarak dudaklarını ısırıyorlardı.
ingiliz antrenör oscar hold ise, yine sinirli ve yine yarı türkçe, yarı ingilizce. «sanki cenaze taşıyordunuz, sanki öldünüz. futbolun koşarak oynanacağını hâlâ bilmiyorsunuz. yazık, yazık..» diye bağırıyordu. çok kızgın olduğu her halinden belli olan hold, âdeta kimsenin yüzüne bakmak istemeyen bu haldeydi.