dün karlı bir hava hakimdi ankara'da. maç öncesi spor kamuoyu çarşamba günü tüm türkiye'ye parma zaferini yaşatan gençlerbirlikli futbolcuların bir kısmının önümüzdeki perşembe günü oynanacak olan zorlu valencia maçı düşünülerek oynatılmayacağı düşüncesindeydi. oysa ersun yanal şampiyonu belirleyecek nitelikteki bir maça çok önem verdiğini gösterircesine 13 günde 5. maçınada tam kadroyu sahaya sürdü.
rakip bu yıl türkiye süper ligin'de şampiyonluğun en büyük adaylarından biri olan fenerbahçeydi ve fenerbahçeli futbolcular 13 gunde 2. maçlarına çıkıyorlardı.
stada geldiğimizde maç öncesi yağan kar sahadan temizlenmeye çalışılıyordu, tüm hazırlıklar bitti derken maç başlama düdüğü ile birlikte karda tekrar yağmaya başladı. ve kısa bir sürede tekrar tüm sahayı bembeyaz bir örtüye büründürdü. gözümün önüne parma'daki saha geldi hemen.
maç karşılıklı ataklarda başladı. gençlerbirliği'nin 21. dakikada geliştirdiği atakta ali tandoğan'ın sert şutu kaleciyide geçti ama van hooijdonk çizgi önünden topu çıkartarak gole engel oldu. aynı van hooijdonk 24. dakikada ard arda önce damir'in sonrada parma maçında inanılmaz güzel oynayan kaptan ümit'in bir anlık dalgınlığı sonucu gole adını yazdırdı.
bu dakikadan sonra gençlerbirliği oyunda tüm hakimiyeti ele geçirdi. orta sahayı alan gençlerli oyuncular peş peşe ataklar yaptılar. fener kalesine yapılan ataklarda topun oyuna geri dönmesi gençlerin bir atak daha yapması anlamına geliyordu. işte o anda 19 mayıs stadındaki fener taraftarlarının hiç birinden en küçük bir çıt bile çıkmadan nefeslerini tutmuş bitmez tükenmez gençler ataklarını izliyorlardı.
bu ataklarda youla inanılmaz bir golü kaçırıyor, ardından van hooijdonk kaleye giden bir şutu yine çizgi üstünden çıkarıyor ve gençler bir türlü aradığı golü bulamıyordu. ama gençler seyircisi 13 günde 5. maçına çıkan takımının bu inanılmaz eforundan dolayı takımıyla o kadar gurur duyuyordu ki! fener sahadan silinmişti ve golün gelmesi an meselesiydi ama bi türlü gol gelmeyince ilk yarı 1.0 fener'in üstünlüğü ile bitti.
fenerbahçede özellikle van hooijdonk ilk yarıda elinden gelen herşeyi yaptı bir gol atıp 2 gole engel oldu. gole kadar tuncay'ın sol kanatta hızlı çıkışları ve atakları yönlendirmeside son derece başarılıydı.
ikinci yarının ilk dakikalarda oyun yine dengeli başladı. sonradan gençler yine tüm oyunun hakimiyetini eline aldı. özellikle skoko fener'in tüm çıkışlarında inanılmaz bir savunma örneği gösterdi. serkan'ın ilk yarıda bitmez tükenmez enerjisi ve baskısı ikinci yarıda da sürdü ama bence ikinci yarıda gençlerin oyunu tamamen kanatlara taşıyıp yüksek toplarla gol bulmaya çalışması fener'in hata yapmayan ve tüm kafa toplarını başarıyla çıkaran defansının arasında eridi gitti.
recep'in mutlak bir golü çıkartması dışında ali'nin yaptığı ortaya kafa atan veysel'in topu direkten döndü ardından atılan gol offside olarak sayılmadı. bu arada fener maçın sonlarına doğru sağ kanattan geliştirdiği atağı damir'in güzel kurtarışı gol olmasını engelledi. ve maç ilk yarıdaki gs, fb ve bjk maçlarındaki gibi gençlerin üstün bir futbola oynamasına rağmen sahadan yenik ayrılması ile sonuçlandı.
maçta flip'in sol kantta çok etkisiz olması ve damir'in ayağıyla oyuna sokmak isteği tüm topların taça yada fenerin golündeki gibi kötü yerlere gitmesi dışında gençler takım olarak hem çok organize oynadı hemde kişisel olarak nerdeyse tüm futbolcular çarşamba günkü maça rağmen inanılmaz oynadılar, sahadan yenik ayrılmamıza rağmen tüm oyuncuları tebrik ediyorum. özellikle ilk yarıdaki atak organizasyonlarını inanın ağzım açık izledim.
maç sonrası televizyondan gole sebep olan kaptan ümit'in üzüntüsünü gördüm çok üzüldüm sonuçta bu bir oyun ve böyle talihsizlikler nadir olsada oluyor kaldı ki kaptan ümit parma maçında ve ondan önceki tüm gençler maçlarında son derece üstün oynadı sağlık olsun.
şimdi aklımız perşmebe günü ankara'daki valenci maçında. valencia maçında bu oyuna birde golleri eklersek zafer gelir...