gerçek şu ki, fenerbahçe'nin belçika lşampiyonu anderlecht’i kupadan elemesi zor. espanol karşısında seyrettiğimiz şampiyon takım, bizim henüz emekleme devresinde bulunduğumuz 4-2-4'ü en iyi şekilde tatbik ediyor. fırtına gibi iki açık, canavar gibi bir sağbek ve jurion ile van himst gibi korkunç iki insayde sahip. ta ikinci devre kialunda'nın yerine giren hanon, fenerbahçeliler 8 eylül'de istanbul'da oynayacakları maçta takımın beyni olan bu futbolcuyu zararsız hale getirmezlerse vay hallerine!..
altıncı forvet: hanon
anderlecht’liler 4-2-4 sistemini hanen ve jurion üzerine kurmuşlar. bu iki oyuncudan hanon zaman zaman altıncı bir forvet oluyor ve uzak yakın demeden attığı şutlarla rakip kaleyi âdeta bombardıman ediyordu. nitekim espanol’a attığı üçüncü gol şapka çıkartılarak selâmlanacak nevindendi. hollanda’dan aldıkları berghols karşısında fenerbahçe'de barınacak bir solbeki düşünmek dahi güç. sağa sola deplâse olan ve markajdan kaçan santrfor stockman'ı son maçlarda gedik veren fenerbahçe defansının nasıl zararsız hale getireceği de endişe konusudur. ya belçika millî maçında yakından tanıdığımız kaptan jurion, âdeta bir dinamo. kaleciden topu alıyor ve rakip ceza sahasına kadar gidiyor. onunla ancak şeref başa çıkabilir. netice olarak seyrettiğimiz fizikman kuvvetli anderlecht, fenerbahçe için gözlerle hakikaten büyültülecek dev bir rakiptir. zira, orta sahada hâkimiyet kuran espanol takımı bizim ölçülerimizle hiçbir zaman fenerbahçeden aşağı değildir. real madrid'in şöhretli santrforu di stefeno'nun yer aldığı eapanol tam 90 dakika anderlecht karşısında bocalayıp durmuştur. 1958 yılında beşitkaş - real madrid maçında chamartin stadında seyrettiğimiz beyaz şimçeklerin şöhretli santrforu bu maçta bir hayalet gibi sahada dolaşmıştır. ( http://www.macanilari.com...iktas-195819595001--.html) yaşlı bir çınara benzeyen di stefano'yu seyrederken üzüldüğümüzü kaydetmek isteriz. zaman aşımı bu... sanatta, politikada olduğu gibi futbolda de aleyhe işleyen bir faktör.
1958 yılında ispanya'da onun yanına sokulurken santiago'nun taçsız kralı tersliyecek diye elimiz ayağımız titremişti. kimse ile konuşmuyordu. mağrur, içine kapanık bir adamdı. şimdi o saltanat gitmiş ve hâlâ meşin toptan nafakasını temin etmeğe çalışan alelâde bir futbolcu olmuştu. alfred di stefano'nun espanol - anderlecht maçındaki o âciz halini bir ibret dersi almaları için futbolun zirvesine çıkmış veya çıkmak için tırmanan bütün profesyonel futbolcularımızın görmesini isterim.