«o nu, 9 yaşında iken tanımıştım. adı hâfızama âdeta yerleşmişti»
esen kaftan
vahap’ın ardında kalan yığın yığın dostun, arkadaşın, sevgilinin önünde eşi ikbal’le 26 yaşından 11 yaşına kadar sıralanan 7 çocuğu geliyor:deniz, güneş, gönül, gülay, olcay, ibrahim, yasemin...
«yalnız biz mi yetim kaldık?» dedi, eşi ikbal özaltay, «bütün altaylılar, bütün futbolü sevenler...» ve anlatmağa başladı 28 yıllık hayat arkadaşını:
«onu 9 yaşımda tanımıştım. henüz ilkokul öğrencisiydim. dayım ve aile dostlarımız her gece, «vahap» ı konuşurlardı bizde... nasıl çalım attığını, rakipten nasıl sıyrıldığını, golleri nasıl attığını anlatırlar ve bu sözler de hâfızamda yer ederdi. işte evimizde yıllarca konuşulan vahap, vahap, vahaptı...»
«yıl 1934... artık ilkokula bitirmiş. kız lisesi öğrencisi olmuştum. çocukluktan hâfızama yerleşen vahap'ı okula gidiş - dönüşte görebilecektim. kordon’da işleyen atlı tramvay'a onun bindiği duraktan biner, onunla karşılaşırdım. bir gün yanına yaklaştım ve evde anlatılanları naklettim kendisine». gülmüştü sadece... fakat bu sıralarda vahap, tekrar fransa'ya gitti. kendisine devamlı mektup yazarak hislerimi döktüm. bir yıl sonra türkiye'ye gelince de hayâllerim gerçekleşti... ve evlendik...»
üç sevgili
ikbal özaltay, vahapla evlendikten sonra, yuvalarında «uç sevgili» bulunduğunu söylüyor: «meşin top... vahap... bir de ben.... günlerimiz, aylarımız, yıllanmız hep bu üçlü sevgi içinde geçti.»
eşi, vahap’ın maçlarından özellikle ikisini hiç unutmuyor:
«1937'de ankaragücü'nde oynuyordu. o mevsim namağlûp beşiktaşlı ankara'da karşılaşıyorlardı. vahap koşmuyor, sanki duruyordu. bir ara bana çevrilen gözlerin «kocan bugün oynamıyor, ümitlerimizi kırdı» demek istediklerini farkediyordum. elimden gelse. «oyna, gol at!» diye batıracaktım. fakat ma» çın bitmesine 5 dakika kala birden topu kaptı vahap, üç kişiyi çalımla geçip ceza sahası dışından şâhâne bir şutla topu ağlara takıverdi. beşiktaş bu golle o yılın ilk mağlûbiyetini alıyordu. ( http://www.macanilari.com...iktas-193819394718--.html)
«Bir de, izmir’deki bir galatasaray - altay maçını unutamam. 1940’da alsancaktaki maçın ilk yarısını galatasaray 4-0 önde bitirmişti. ikinci yarı başlar başlamaz önce vahap, sonra da kardeşi saim iki gol atınca, oyun değişti. iki gol daha. durum 4-4 olmuştu. son dakikada vahap, bir gol daha çıkarıyor ve 4-0 mağlûp oldukları maçı 5-4 galip bitirmelerini sağlıyordu.»