dün lik maçlarının ikinci pazarını çok gollü bir hafta olarak geçirdik. bir gün evvel durmamacasına yağan yağmur dinmiş, fakat onun yerini sanki gol yağmuru almıştı. takımlar güya sözleşmişler gibi geçen haftanın teker gol veren kısırlığını telâfi ettiler: 8 — 0, 8 — 1, 6 — 1, 3 — 1, 2 — 0...
oyun heyeti umumiyesi itibariyle, seri olmakla beraber çok fazla teknik eğildi. bilhassa ilk devrede, vefalı ar fazla şarjlı bir oyun oynamalarına rağmen, haftaymın 25 inci dakikasına kadar mutlak bir hâkimiyet tesis etmeğe muvaffak olamadılar. 25 inci dakikaya kadar oyun golsüz devam etti. bilhassa bunda da, yeşil — beyaz forvedinin sallapati bir oyun oynaması saikti.
bu arada on dakika süren katî bir vefa hücumu gördük. bu arada, muhteşemden aldığı bir vole pası, şükrü gole çevirdi. hemen bunun arkasından olan diğer bir hücumu da mehmet, takımı lehine gol olarak kaydetti. 25 ve 26 ıncı dakikaların içine sıkışan bu iki gol, vefanın, kuvvei maneviyesi üzerinde derhal tesirini gösterdi ve vefa nisbî bir hâkimiyet tesisine muvaffak oldu. fakat bu hâkimiyet, eyübün anî bir akını ile tezelzüle uğrar gibi oldu ve neşet takımının biricik golünü kaydetmeğe muvaffak oldu. bu gol devrenin tam 45 inci dakikasında olduğundan düdük ile beraber devre de bitti.
ikinci devre: — bu devrede yeşil — beyazlılar takımlarında yerinde bir değişiklik yaptılar ve muhteşem ile hüseyin yer değiştirdiler. daha devrenin bidayetinde faikıyeti ele alan vefalılar, 10 cu dakikada hücumlarının semeresini, muhteşemin sol bir şütü ile gördüler ve 3 — 1 vaziyete geçtiler. bundan sonra goller tevali etti ve 20 inci dakikada şükrünün sol zaviyeden, 22 inci dakikada sağaçıktan gelen topu gene şükrünün sıkı bir şütü ile ve nihayet 35 inci dakikada hüseyinin şütü ile dördüncü, beşinci ve altıncı gollerin atıldığını gördük. maç 6 — 1 olarak böylece bitti.