kürt kökenli alevi futbolcu deniz naki’nin ankara’da saldırıya uğraması ve akabinde kulübün kendisini yalnız bıraktığını söyleyip, sözleşmesini fesih etmesinin ardından cizrespor ile deplasmanda oynanacak maç enteresan bir hal almıştı. olayın ardından özellikle internet medyasında gençlerbirliği’nin ırkçılık yaptığına kadar giden yorumlar, maçın gerilimini arttırıyordu.
bugüne kadar futbola olan bakış açısıyla ve duruşuyla her zaman, her koşulda ve sadece, dostluğa önem veren gençlerbirliği taraftarları da deniz naki’nin açıklamaları ve akabinde yaşananlardan ötürü büyük yara aldı.
olaydan birkaç gün sonra orcan ile yaptığımız konuşmada, kupada cizrespor ile eşleşir eşleşmez, karakızıl’dan birkaç arkadaşın öncülüğünde cizre’nin taraftar grubuyla iletime geçtiklerini, deniz naki olayı ve gençlerbirliği taraftarlarının duruşu konusunda onlara bilgi aktardıkları anlatması içime su serpmişti. çünkü yaşanacak herhangi bir olay gençlerbirliği taraftarlarının üstüne yapışan bir kara leke olarak kalabilirdi.
pazartesi günü ilk olarak, “gençlerbirliği futbolcuları zırhlı araçla cizre’ye geçiyor” haberi düştü basına. korku verici başlık can sıkıcıydı. ama birkaç saat sonra cizrespor yönetiminin gençlerbirliği’ni otelde ziyaret etmesini konu alan, “cizrespor'dan g.birliği'ne ‘hoş geldin’” haberi moralimizi düzeltmeye yetmişti.
maçı izlemeye başladığımda ilk ilgimi çeken şey, seyircisiz oynanan maçı, devlet erkanının şeref tribününden, taraftarların da stadyum çevresindeki apartmanlardan ve duvarların üstünden izliyor olmasıydı.
bir yandan maçı izlerken bir yandan da twitera göz gezdiriyordum ve o sırada, apartmanda yer alan iki taraftardan birinin gençlerbirliği, diğerinin de cizrespor atkısını açıp yan yana poz verdiği nefis bir fotoğrafla karşılaştım.
cizrespor’un resmi twit hesabı @cizrespor2010 da maç öncesi, ikisi gençlerbirliği atkısını, diğeri de cizrespor logosunu tutan üç taraftarın olduğu bir fotoğraf yayınlayıp, “cizre'den ankara'ya sımsıcak selamlarımızı gönderiyoruz. gençlerbirliği-cizrespor omuz omuza” başlıklı bir twit atması da çok güzeldi.
her şey güzel başlamıştı.
irfan buz, cizrespor karşısına yaş ortalaması 22.3 (cizrespor 25.5) olan bir takımı sahaya sürdü. lig temposu yüzünden çoğu zaman göz ardı edilen türkiye kupası’nda çok ekstra maçlar hariç böyle bir kadroyla devam etmek akıllıcaydı.
maçın hemen başında alkaralar, rakibini baskı altına alarak oynamaya başladılar. antep maçında müthiş bir gole imzasını atan irfan’ın 10. dakikada rakip savunma arkasına attığı havadan nefis pası berat’ın gole çevirmesiyle moral bulduk. ilk 25 dakika içinde benzer birkaç pozisyon yakalasak da golle sonuçlanmadı. bu dakikadan sonra özellikle cizrespor’un malili futbolcusu moussa traore, hem boşa kaçıp, hem de pozisyon yaratarak 5 dakika içinde iki önemli işe imzasını attı ve bunlardan ikincisinde hakan doğan çaprazdan topu gençlerbirliği filelerine gönderdi.
“eyvah” diye içimizden geçirmeye gerek kalmadan, 2 dakika sonra irfan ilk asistin benzerini bir kere daha yaptı ve rakip savunma hattının arkasına gönderdiği topta artun güzel bir kafa vuruşu ile yeniden kırmızı-siyahlıları öne geçirdi.
gençlerbirliği ikinci yarıda artun, mervan ve antal ile yüzde yüzlük gol pozisyonlarını harcadıktan sonra son dakikalarda antalyaspor’dan tanıdığımız dijehoua’nın bomboş pozisyonda dışarıya attığı topla maç 2-1 sona erdi.
@cizrespor2010, maçtan sonra da “cizrespor 1 gençler birliği 2 mac bitti. rakibimiz gençler birliği'ni tebrik ederiz” diye dostane bir twit daha attı. elbette eş zamanlı olarak alkaralar ve gençlerbirliği’nin önde gelen taraftar grupları da hesaplarından benzer güzellikte twitler attılar.
gerilimli geçeceğini düşündüğümüz maç hem futbolcular, hem de taraftarların dostane hareketleriyle gayet güzel bir şekilde sona erdi. kısacası, klişe bir deyim olsa da, cizre’de dostluk kazandı ki, skor bir yana en önemli olan da buydu. şimdi sıra, ankara’da oynanacak maçta cizrelileri en iyi şekilde ağırlamaya geldi.