"mithatpaşa stadında oynamak bizim için avantaj, fakat dünyaya rezil olacağız. adamlar, türklerin çim sahası var, ille de galip geleceğiz diye stadı açmayıp, bizi bataklığa saldılar diyecekler.»
milli takım kaptanı metin oktay, bu sözlerine şunları ekliyordu: «- biz bu sahada haftada iki maç oynarız. iki de antrenman yaparız. 10 senelik futbol hayatımız yarıya iner. adamlar, böyle sahada bir maç bile oynamaktan çekiniyorlar.»
milli takım namzetlerinin sıkıntılı bir gün geçirdikleri yeniköy’deki kamp yerinde bütün konuşmalar çim saha üzerinde dönüyordu.
portekizlilerin, maçı bir çim sahada oynamak istemeleri karşısında çeşitli fikirler ortaya atılıyordu.
meselâ ismail kurt, «anadoluhisarı sahası çimen» diyor. kaleci ali filibeli ise, «anadoluhisarı’na gidinceye kadar bizim dalyan'da oynayalım, maç seyirci de yapar» diyor, özcan köksoy ise «bütün kabahat mithatpaşa’nın yanlarındaki çimenleri sökenlerde. ne güzel, sahayı senelerden beri çimen diye yutturuyorduk.» diyordu.
«adamlar bal gibi korkuyor»
can bartu ise, portekizlilerin bir beraberlikten korktuklarım ve bu sebeple oynamaktan çekindikleri kanaatinde idi. ve «adamlar bal gibi korkuyorlar» demekten kendini alamıyordu.
bir ara «yağmur devam ettiği takdirde çimen saha çamur olur mu?» konusuna dönüldü. bu hususta yabancı sahalarda oynamış olanlar fazla söz sahibi idi. nitekim, naci, fenerbahçe’nin floransa'da fiorentina ile yaptığı maça temas etti ve «şakır şakır yağmura rağmen top sahada yağ gibi kayıyordu.» dedi. austria kalecisi özcan arkoç ise, «kardeşim, ne kadar yağmur yağarsa yağsın, çimende futbol oynamak bambaşka. ben şimdi futbol oynadığımı yeni farkettim. bir zamanlar zımpara taşı gibi sahalarda oynamaktan her tarafım yara bere içinde idi.» sözleri ile çimen sahalar hakkındaki görüşlerini açıklıyordu.