tam 25 yıl önce, istanbul'daki ilk gece maçının iki kalecisinden biri bendim. hiç unutmam o maçı. fenerbahçe'nin beyoğluspor'u 4-1 yendiği karşılaşmaydı. taksim stadı alelacele ışıklandırılmış, tribünlerin dört köşesine 500‘er mumluk bir ampul yerleştirilmişti. evet bütün aydınlık bundan ibaretti. bizim takım boyuna bastırıyor ve gol kazanıyordu. ancak bunu tribünlerdeki bağırmalardan, «goool» nidâlarından, «yaşa fenerbahçe» seslerinden anlıyordum. o loş dekor içinde kalemden forvetimi görmeme zâten imkân yoktu.
kollarımı kavuşturmuş, dururken, birden alnımın ortasında patlayan bir yumrukla kalenin içine yıkıldım. aynı anda tribünlerde de bir alkış tufanı yükseldi. alnımda çatlayan yumruğun, sert bir şutla gelen top olduğunu neden sonra anlayacaktım. ve gene sonradan anlayacaktım ki, alnıma çarpıp kaleye girmeyen topu, benim kurtardığımı sanan seyirciler çılgınca alkışlamış.
sanırım ki, önümüzdeki günlerde mithatpaşa stadında da birçok kaleci benim 25 yıl önceki durumuma düşecekler. çünkü ışıklar gittikçe azalıyor. ispatı kolay:mlthatpaşa‘ya
gece maçına gittiğinizde yanan ve sönen ampulleri bir sayın!..