şampiyon beşiktaş, yıllarca beklediğimiz ünlü arsenal'i golle karşılarken, yıllarca alkışladığımız güçlü recep’i de galibiyetle uğurladı. beş dakika olsun meşin topu kovalamakla türk sporseverinin ilgisine teşekkürünü fiilen belirten büyük futbol adamı billy wright, bu jestiyle adanır'a da unutulmaz bir hediye sunmuş oldu.
ama arsenal’in takım olarak, hele çeyrek yüzyılı aşan bir özlemle beklenen bir ekip olarak ortaya koyduğu futbol, hiç de «futbolün beşiği»nden gelen bir misafirin getireceği çapta hediye olmadı. şahsen ingiltere'de üç yıl önce seyrettiğim arsenal'le dün mithatpaşa’da gördüğüm arsenal arasında bir benzerlik, hattâ yakınlık bulamadığımı itiraf etmek isterim. evet, sezon sonuydu. ingilizler kendi adaları dışında pek istekli oynamazdı, kadro değişikti, eksikti. ama hiç biri şöhretli arsenal'in dünkü ezilişinin, dağılışının mazereti olamazdı. beşiktaş, şuurlu, serinkanlı bir çaba ile sahaya hâkim olmasını bildi ve daha güzel hareketleri de rakibine bırakmayarak maçtan galip çıktı. ve iki nefis golle renklenen bu galibiyet, beşiktaş'ın «altın yılı»nı süsleyen yeni bir başarı oldu.