ilk basımı 2004 olan islam çupi'nin "olaylar, sağbekin lahana dolmasını yemesiyle başladı" kitabından;
köln'deki duvarlar
müthiş bir fizik kavga iki lakım arasında... iki takınım defansındaki ofansif ikililer istanbul trafiği gibi kilitli.
bir tarafta tanju, prekazi, uğur bir yarım saha ayak hapsinde. öteki tarafta ferratge, weath, fofana, hoddle forvet harekeli yapmaktan ilk yarı dakikaları boyunca men...
defansların öldürücü bir pres yaptıkları hareketlerin fizik olarak, darbe olarak bıçaklaştığı bir yarı saha oyunu seyrediyoruz.
nerde televizyonda 15 gün önce bir tatlı tembellik tefrikası olan ilk galatasaray-monaco maçı. essnemeler, tatlı tembellikler ve monaco sarayı'nın bahçesinde bir burjuva pikniği halinde geçen ilk maçtan sonra, iki takımın da defansla pek açık vermediği müthiş savunmalı bir maç seyrediyoruz, futbolda borazan ve umumlardan kurulu bir haya orkestrasını yönelen yerli şefler dün akşam köln'de iki takım defansının oyununda yarattığı geçilmezliklere tanık olup bir ekip anatomisinde savunma yapmanın ne önemli bir organ olduğuna tantklık etliler.
yalnız havyarla yaşanmadığı gibi bir futbol takımı sadece hücum yiyerek beslenmez.
simoviç'in dün vücudu ile gördüğü amoros'un füzesi ilk yarının tek müthiş manzarası olarak maç saatinin içine girerken futbolda defans karakterinin en çarpıcı takadı idi.
* * *
bu olağanüstü galatasaray defansı içinden ilk başta tanju isminde bir kahraman nasıl çıkmışsa sarı-kırmızılı ilahlar bu maçın ikinci devresinin başında yıllarca anlatılacak bir bazuka prekazi'yi koydular köln arenasına.
türkiye futbolda türkiye olalı, türk takımları avrupa kupalarında iştirakçi olalı, dün gece galatasaray'ın köln'de yazdığı destanı yazmadı. alan savunmasının bu kadar zenginleştiği bu kadar hatasız bir destan şeklinde verildiği, simoviç'in bir ahtapot haline geldiği çok az galatasaray ve enternasyonal maç seyretti.
yediği şok beraberlik golünü bu büyük zaferin içinden çıkart galatasaray. sen türk futbolunda tek tarihi büyüksün artık.
şampanya kadehleri üç oldu. biri hayatlarını bir maça bu kadar veren futbolculara. ikincisi bir türk antrenörü olarak bir türk takımını avrupa kupalarında ilk defa yarı finale çıkaran mustafa'ya. üçüncüsü maçın dışındaki takım ergun görsoy'a.
58 yaşın başındayım. en mutlu gecem galatasaray ile sarmaş dolaş.