takımımı tabii ki seviyorum ama herşeyden önce futbol gelir...
muhteşem bir sezonun son maçı. alışmışız, her hafta birbirimizi "haftalık işkenceye hoş geldin" diye karşılıyoruz tribünde. lig bir hafta önce bitmiş, düşen düşmüş, kafamız rahat. ne de olsa küme düşmemiz için gezegenlerin hizaya girmesi gerekiyor, başka her türlü ligde kalırız.
haftanın maçları da gayet güzel denk gelmiş. gençlerbirliği ile bir şekilde arası bozulmuş tüm kulüpler işin içinde. 2 yıl önce son maçta bize yenilip küme düşen antalyaspor ile çok sevgili şehirdaşımız olan, tribünlerimizi şenlendiren ancak ersun yanal transferi sırasında aramızın açıldığı ankaragücü oynuyor. bu maç berabere bitmezse zaten kümede kalıyoruz. eh, antalya da düşme hattındayken sırf bizi düşürecek diye berabere kalmayacak ya. tamam, onlara beraberlik yetiyor her şekilde ama herhalde bir arıza çıkmaz o maçtan.
diğer tarafta da parasını verip kurduğumuz diğer şehirdaşımız ankaraspor artık küme düşmüş konya ile oynuyor. ankaraspor ile bir türlü iletişim kuramamışız, zaten bizden yana da bir talep yok bu konuda. eh, işte fırsat, al konya'dan puanı yap kıyağını.
bizim maç mı? iddiasız kayseri ile. ilk maçta sahaları inşa halinde olduğu için bizimle adana'da oynamışlar, troisi 3 gol atmış, rahat rahat yenmişiz. tribünde de pek sinir stres hakim değil. kayseri maça başlar başlamaz maçın skoru belli oldu. dakka 20, 2 olmuş, gerisi yolda geliyor. tamam, kaybettik, bundan sonra sahayı değil radyoyu takip edeceğiz. ilk yarı 3-0 bitti. konya berabere, antalya berabere. buraya kadar herşey yolunda.
ikinci yarı. 4 oldu. konya galip, denizli mağlup, antalya berabere. buyrun buradan yakın, gezegenler hizaya girdi işte. tribünde kriz havası hakim. dizlerimizi dövüyor saçı başı yoluyoruz. sahada sorun yok. kayseri daha fazla atmamak için insan üstü çaba gösteriyor, takımın hocası maçın sonunu beklemeden çekip gitmiş, kalecimiz tribünlerle kavga ediyor, bir oyuncumuz atılmış. maç durmuş falan değil yanlış anlaşılma olmasın. beklenen haber geliyor, antalya maçı artık berabere değil. bütün tribünler ankaragücü tezahüratlarıyla inliyor. yanlış anlaşılma olmasın, ankaragücü atmadı, yedi.
maç bitti, tribünler sevinemiyor kümede kalmış olmaya, biz naapıyoruz, ver elini sakarya, iç iç bitmez bu bira. sabaha kadar içiyoruz haliyle.
eve dönünce şu gezegenleri bir inceleyeyim dedim. hizada falan değiller, dolanıp duruyorlar. unutmuşuz tabii, 30 küsur senedir hiç dolanmamış yerli yerinde duran biri var. hay bin kunduz diyerek yatıp uyudum.